Zweig gençlik dönemi yapıtlarından Kızıl’da öğrenim için Viyana’ya giden genç bir tıp öğrencisinin büyük kentin gerçekliğine uyum sağlama ve yetişkinliğe adım atma sürecini anlatır. Kendini birdenbire ailesinden uzakta soğuk bir
odada yapyalnız bulan bu “çocuksu” genç adam, zamanla girdiği bunalımın etkisiyle hayallerinden, başlangıçta büyük bir hevesle sarıldığı tıp eğitiminden vazgeçme noktasına gelmiştir. Tam da o günlerde kızıla yakalanan ve yardımına ihtiyaç duyan bir kız çocuğu onu hayata geri çağırır…
1908 yılına ait bu anlatı, Zweig’ın daha o zamanlar çoktan bir novella üstadı olup çıktığının kanıtıdır adeta. Üstelik, yazarın sonraki yapıtlarında sıklıkla karşılaştığımız bir temanın peşine henüz kariyerinin başındayken düştüğünü; gaddar bir dünyada varoluşunu sürdüremeyecek kadar kırılgan insanların acılarını baştan beri dert edindiğini ortaya koyar.
Zweig gençlik dönemi yapıtlarından Kızıl’da öğrenim için Viyana’ya giden genç bir tıp öğrencisinin büyük kentin gerçekliğine uyum sağlama ve yetişkinliğe adım atma sürecini anlatır. Kendini birdenbire ailesinden uzakta soğuk bir
odada yapyalnız bulan bu “çocuksu” genç adam, zamanla girdiği bunalımın etkisiyle hayallerinden, başlangıçta büyük bir hevesle sarıldığı tıp eğitiminden vazgeçme noktasına gelmiştir. Tam da o günlerde kızıla yakalanan ve yardımına ihtiyaç duyan bir kız çocuğu onu hayata geri çağırır…
1908 yılına ait bu anlatı, Zweig’ın daha o zamanlar çoktan bir novella üstadı olup çıktığının kanıtıdır adeta. Üstelik, yazarın sonraki yapıtlarında sıklıkla karşılaştığımız bir temanın peşine henüz kariyerinin başındayken düştüğünü; gaddar bir dünyada varoluşunu sürdüremeyecek kadar kırılgan insanların acılarını baştan beri dert edindiğini ortaya koyar.
Zweig'dan bir muhteşem eser daha korkak, çekingen asosyal bir üniversite öğrencisinin aynı apartmanda yaşayan arkadaşının sevgilisine aşık olup yaşadığı hayal kırıklığı ardından ev sahibinin 13 yaşında kızının hastalığı döneminde onunla yakınlaşıp aşık olup tam mutluluğu buldum derken hayattan istediği zevki almaya başladıktan sonra aynı hastalığa kendinin yakalanması... ve oldukça duygusal bir eser!
''Nedenini bilmiyorum ama artık hissizleştim. Boğucu yalnızlık duygusundan kimse beni çekip çıkarmıyor.''
Bir solukta okudum.Yazar şaşırtmadı yine çok güzel bir anlatım ve olaylar.
Tipik bir Stefan Zweig kitabı, bol bol karakter tahlili, mutluluk, hüzün ve ölüm bir arada, yine beklenmedik ( yazarı tanıyanlar için belki de beklendik ) bir son...
Normal Zweig kitaplarından farklıydı sonu değişikti. Ötekiler kadar sevemedim
Bahar Şenliğim'deki bir madde için seçtiğim Kızıl, uzun zamandır ayrı kaldığım Zweig'in ne kadar zeka dolu bir kalemi olduğunu hatırlamamı sağladı.
Adından dolayı kızıl hastalığının daha çok yer kaplamasını bekliyordum. 72 sayfalık kitapta anca 10 sayfa yer kaplaması başta şaşırtmıştı.
Zweig'in genelde buhranlarla dolu, psikolojik olarak zorluklar yaşayan karakterleri ele aldığını bilmeyenimiz yoktur. Fakat son zamanlarda yaşadıklarımdan dolayı canımın sıkkın olmasından dolayı olsa gerek, kitabı okurken içim yandı. Baş karakterin dünyaya ayak uyduracağım derken kendi benliğinden giderek nefret etmesini okumak, her geçen gün daha da çaresizliğe doğru yol almasına şahit olmak ruhumu daralttı. Onun canı yandıkça benim içim daha da sıkıntılı oldu. Tam umudunu kazandı derken onu talihsizce kaybetmesi işin en üzücü kısmı oldu.
Yanlış anlamayın, kitap oldukça iyiydi ama kötü bir ruh halindeyseniz bu kitabı okumanızı tavsiye etmiyorum.
Diger Zweig kitaplarindan farkli geldi bu sefer. Hastalikla ilgili kisim son sayfalara sigdirilmis onun oncesi tipik icsel sikintilar, dusuncelerle dolu. Yine de uzuldum boyle bir son beklememistim.
Karton Cilt, 67 sayfa
2018 tarihinde, Türkiye İş Bankası tarafından yayınlandı