Yer yaşlı kıta Afrika... Ülke Afrika’da hiç var olmamış bir yer... Massaba... Uçsuz bucaksız bir krallığın hükümdarı olan yaşlı Kral Tsongor kızını Tuz Toprakları’nın prensi Kouame’yle evlendirmek üzeredir. Ancak düğün günü bir başka damat adayı daha çıkagelir. Sango Kerim, vaktiyle kendine evlenme sözü veren, ama şimdi Kouame’yle evlenmek zorunda olan Samilia’yı almak için kente gelmiştir. Kendi verdiği söz ile kızının verdiği söz arasında sıkışıp kalan Kral Tsongor ölümü seçerek tarihin akışını değiştirmeye, krallığını yıkımdan kurtarmaya çalışır. Ancak ölümü savaşı engellemez. Sango Kerim ve ordusu Massaba’yı kuşatır. Sanki kuşatılan Troya’dır. Savaş yıllarca sürer.
Savaştan uzak kalan bir tek Kral Tsongor’un küçük oğlu Souba’dır. Babasının isteğini yerine getirmek, ona yedi mezar inşa ettirmek için şehri terk etmiştir. Bu yolculuk ona babasını hiç tanımadığını öğretecektir, karşılaştığı insanlar ona babasının yedi farklı yüzünü gösterirler. Acımasız, kan dökücü, katil, sevecen, baba, vahşi ve hırslı yedi yüzünü... Savaş sona erdiğinde tek bir canlı bile kalmamıştır. Souba ve Samilia’nın dışında hiç kimse. Souba, babasının kendisine verdiği görevi tamamlamış ve yedi mezarı inşa ettirmiştir. “Felaketin ve mutsuzluğun yüzü” Samilia ise ortadan kaybolmuştur.
Laurent Gaudé’nin, Troya Savaşı’nın edebî temalarından, Kitabı Mukaddes göndermelerinden ve Afrika ağıtlarından yararlanarak yazdığı bu romanı, zaferin ve savaşın açmazları üzerine karamsar bir opera.
Yer yaşlı kıta Afrika... Ülke Afrika’da hiç var olmamış bir yer... Massaba... Uçsuz bucaksız bir krallığın hükümdarı olan yaşlı Kral Tsongor kızını Tuz Toprakları’nın prensi Kouame’yle evlendirmek üzeredir. Ancak düğün günü bir başka damat adayı daha çıkagelir. Sango Kerim, vaktiyle kendine evlenme sözü veren, ama şimdi Kouame’yle evlenmek zorunda olan Samilia’yı almak için kente gelmiştir. Kendi verdiği söz ile kızının verdiği söz arasında sıkışıp kalan Kral Tsongor ölümü seçerek tarihin akışını değiştirmeye, krallığını yıkımdan kurtarmaya çalışır. Ancak ölümü savaşı engellemez. Sango Kerim ve ordusu Massaba’yı kuşatır. Sanki kuşatılan Troya’dır. Savaş yıllarca sürer.
Savaştan uzak kalan bir tek Kral Tsongor’un küçük oğlu Souba’dır. Babasının isteğini yerine getirmek, ona yedi mezar inşa ettirmek için şehri terk etmiştir. Bu yolculuk ona babasını hiç tanımadığını öğretecektir, karşılaştığı insanlar ona babasının yedi farklı yüzünü gösterirler. Acımasız, kan dökücü, katil, sevecen, baba, vahşi ve hırslı yedi yüzünü... Savaş sona erdiğinde tek bir canlı bile kalmamıştır. Souba ve Samilia’nın dışında hiç kimse. Souba, babasının kendisine verdiği görevi tamamlamış ve yedi mezarı inşa ettirmiştir. “Felaketin ve mutsuzluğun yüzü” Samilia ise ortadan kaybolmuştur.
Laurent Gaudé’nin, Troya Savaşı’nın edebî temalarından, Kitabı Mukaddes göndermelerinden ve Afrika ağıtlarından yararlanarak yazdığı bu romanı, zaferin ve savaşın açmazları üzerine karamsar bir opera.
Karton Cilt, 1. baskı, 191 sayfa
Ekim2004 tarihinde, Doğan Kitap tarafından yayınlandı