Bir Salı sabahı uyandım. Bütün gazeteler hayatta en çok sevdiğim kadının bir cinayet işlediğini yazıyordu. Bunu hiç beklemiyordum. Beynimden vurulmuşa döndüm. İç dengelerim şiddetle sarsıldı. Oysa gerçeği biliyordum ama bana kimse tek bir şey sormamıştı. Onu mahkûm etmişlerdi! Kapı çalındı. İki asker beni almaya gelmişti. İç savaş çıkmış, seferberlik ilan edilmişti. Bunu bekliyordum. Hiç şaşırmadım. Bunu uzun zamandır korku ve kuşkuyla hep bekliyordum. Hazırlandım ve o Salı sabahı evden çıktım. Genç bir öğretmen bir sabah Kuzguncuk'taki evinden apar topar alınıp, askere götürülür. O, bunun bir kabus olduğuna, arkadaşlarıysa onun iç savaşa katıldığına inanmaktadır. Oysa annesi oğlunun bir ambulansla evden götürüldüğünü anlatmaktadır. Kumral Ada Mavi Tuna, iç savaşın içimizde ve dışımızda, bireysel ve toplumsal olarak yarattığı yangınları umutsuz bir aşk üçgeni ekseninde anlatan sarsıcı bir roman. Dört dile çevrilen Kumral Ada Mavi Tuna birçok toplumsal yaramızı irdelerken unutulmaz bir aşk hikâyesi anlatıyor.
Bir Salı sabahı uyandım. Bütün gazeteler hayatta en çok sevdiğim kadının bir cinayet işlediğini yazıyordu. Bunu hiç beklemiyordum. Beynimden vurulmuşa döndüm. İç dengelerim şiddetle sarsıldı. Oysa gerçeği biliyordum ama bana kimse tek bir şey sormamıştı. Onu mahkûm etmişlerdi! Kapı çalındı. İki asker beni almaya gelmişti. İç savaş çıkmış, seferberlik ilan edilmişti. Bunu bekliyordum. Hiç şaşırmadım. Bunu uzun zamandır korku ve kuşkuyla hep bekliyordum. Hazırlandım ve o Salı sabahı evden çıktım. Genç bir öğretmen bir sabah Kuzguncuk'taki evinden apar topar alınıp, askere götürülür. O, bunun bir kabus olduğuna, arkadaşlarıysa onun iç savaşa katıldığına inanmaktadır. Oysa annesi oğlunun bir ambulansla evden götürüldüğünü anlatmaktadır. Kumral Ada Mavi Tuna, iç savaşın içimizde ve dışımızda, bireysel ve toplumsal olarak yarattığı yangınları umutsuz bir aşk üçgeni ekseninde anlatan sarsıcı bir roman. Dört dile çevrilen Kumral Ada Mavi Tuna birçok toplumsal yaramızı irdelerken unutulmaz bir aşk hikâyesi anlatıyor.
"Bir kitap okudum, hayatım değişti.." Şimdi ne yaşıyorsam, ne hissediyorsam, neye inanıyor ve neyin peşinden sürükleniyorsam, bugün neredeysem, kimdeysem, nasıl biriysem... hepsi bu kitap sayesinde oldu. Hayatımın gidişatını etkiledi, hayatımın ta kendisi oldu.
Bir kitaptan çok daha fazlası. Koca bir hayat. İçinde nefes alış verişlerim saklı; her sayfasında anılar ve anılara dokunan parmak izleri saklı. Tam beş kez, bıkıp yarıda bırakmadan okuyup, her seferinde başka bir yanıma rastladım, farklı bir duyguyu tattım. Bir hikayeden, iki insandan çok daha fazlası. Bir romandan ötesi, nasıl desem… bir kitap en fazla ne kadar yer edebilir yaşamınızın her köşesine milyon kere? Nasıl dokunur elleri yokken hayallerinize? İşte öyle…
Kesinlikle en favori kitabım! Arada bir hala okurum...
Psikolojik kısımlar, okurken insanı yorsa da romana çok farklı bir hava katmış. Sabırlı olup, bitirmenizi tavsiye ediyorum.
Biraz önce bitirdiğim harika bir kitap. Uzun süre aklımdan çıkmayacak özel bir hikaye...
başeserdir bence. özellikle kuzguncuk günlerini okumayı çok severim.
Buket Uzuner'in ilk okuduğum kitabı.
İçinde hem aşk hem de kendinin değerlendirmesi yapan bir kitap.
Konusu ve kapağının uyumluluğu ise bambaşka bir konu. Severek okuduğum kitaplardan biridir.
İç savaşın bir toplum üzerindeki etkilerini sarsıcı bir aşk hikayesi beraberinde anlatan bir roman ve şu ana kadar okuduğum en iyi kitap.
Yıllar önce okuduğum sanırım Buket Uzuner'le tanıştığım romandı. Çok etkilendiğimi hatırlıyorum. Yıllar geçse de bazı kısımları aklımdan çıkmadı. Kurgusuyla anlatımıyla çok başarılıydı.
Buket Uzuner'in en güzel kitaplarından biridir.
Karakterlerin duygularını birebir içimde hissettim okurken.
Bir de Buket Uzuner'in en heyeceanla beklediğin, en tırnakalrını kemirdiğin noktaları bölümlerin sonunda sıradan, küçücük, tek bir cümleyle söylemesi defalarca tüylerimi diken diken etti.
Kesnlikle okunması gereken bir kitap.
499 sayfa