Sahih bir inanca sahip olsak da, ibadette şirke düşmekten kurtulsak da, mahkemelerimiz Allah'ın şeriatı ile hükmetse de, ilmi, iktisadi, medeni, ahlaki, içtimai ya da fikri alanlarda geri kalmış, bundan dolayı sesimizi kesmiş ve bunu ortadan kaldırmak için çalışmamışsak, La ilahe illallah'ın hakkını gerçekten verdiğimizi iddia edemeyiz... Çünkü bütün bunlar, La ilahe illallah'ın gerektirdiği konulardır. Bu konuda, ister farz-ı ayn ister farz-ı kifaye olsun, Müslüman ümmetin yerine getirmesi gereken Allah ve Rasulü'nün açık talimatları vardır. Dinin aslından ve La ilahe illallah'ın gerektirdiği hususlardan olmadıkça hiçbir hüküm 'farz' olarak isimlendirilemez.
Sahih bir inanca sahip olsak da, ibadette şirke düşmekten kurtulsak da, mahkemelerimiz Allah'ın şeriatı ile hükmetse de, ilmi, iktisadi, medeni, ahlaki, içtimai ya da fikri alanlarda geri kalmış, bundan dolayı sesimizi kesmiş ve bunu ortadan kaldırmak için çalışmamışsak, La ilahe illallah'ın hakkını gerçekten verdiğimizi iddia edemeyiz... Çünkü bütün bunlar, La ilahe illallah'ın gerektirdiği konulardır. Bu konuda, ister farz-ı ayn ister farz-ı kifaye olsun, Müslüman ümmetin yerine getirmesi gereken Allah ve Rasulü'nün açık talimatları vardır. Dinin aslından ve La ilahe illallah'ın gerektirdiği hususlardan olmadıkça hiçbir hüküm 'farz' olarak isimlendirilemez.
Karton Cilt, 237 sayfa
2011 tarihinde, Beka Yayıncılık tarafından yayınlandı