Kalbimin ucundan zamanın kifâyetsizliğine düşen her kelime, aslında baharın güzelliğinden yüzüme akseden bir harflik lâle tebessümüydü. Bu tebessüm, ömürleri uzatan ılık bir su gibi önce gökten aktı, sonra yaşanmamış mâviliklere uzattı ellerini. İlk önce su oldu, sonra toprak oldu, ağaç oldu,kağıt oldu, satır oldu. Ve her başlık bir lâlenin renginde açtı. Her yazı laleden aldı zarâfetini... Toprağın çiçeklerle ısındığı mekanda, çiçeklerin şiirlerle büyüdüğü zamanda, aşkın kalbimi satır aralarında bulduğuyazılarla lâlezârdır gönlüm...
Kalbimin ucundan zamanın kifâyetsizliğine düşen her kelime, aslında baharın güzelliğinden yüzüme akseden bir harflik lâle tebessümüydü. Bu tebessüm, ömürleri uzatan ılık bir su gibi önce gökten aktı, sonra yaşanmamış mâviliklere uzattı ellerini. İlk önce su oldu, sonra toprak oldu, ağaç oldu,kağıt oldu, satır oldu. Ve her başlık bir lâlenin renginde açtı. Her yazı laleden aldı zarâfetini... Toprağın çiçeklerle ısındığı mekanda, çiçeklerin şiirlerle büyüdüğü zamanda, aşkın kalbimi satır aralarında bulduğuyazılarla lâlezârdır gönlüm...