Türkiyede yayımlanmadı.
Türkiyede yayımlanmadı.
Beatrix o kadar tatlı bir karakterdi ki kitaptan çok onu ve tepkilerini anlatasım var. Hatta ailenin geri kalanını anlatsam doyamam. Diyaloglar çok eğlenceliydi. Kahkahama engel olmadığım o kadar çok sahne vardı ki. Genel olarak eğlenceli bir kitaptı diyebilirim. Christopher her ne kadar savaş sonrası sıkıntılar yaşasa da Bea onun ruhunu iyileştirdi. Öyle iç karartıcı ögelere rastlamayacağınız, ekstra bir heyecan aramak yerine ana karakterlerin yakınlaşmasına odaklanacağınız, Hathaway fertlerinin konuşmalarını merakla bekleyeceğiniz çok hoş, son kitap olmaya laik bir hikâyeydi.
Her şey Beatrix’in Pru adlı arkadaşı adına Christopher Phelan ile mektuplaşmasıyla başlıyor. Savaş meydanındaki Christopher eskisi gibi ukala birisi değildi. Savaşın yıkıcılığı onu da etkisi altına almış ve mektuplarda bunu hissettirmiştir. Tatlı Beatrix ise onu iyileştirme isteğine karşı koyamıyor ve mektuplaşmaya devam ediyor. ( tabi bunu Pru adına yapıyor.) Ta ki çok ileri gittiğini anlayana kadar. Ülkeye Pru (Bea) için dönen Chris gerçeklerle karşılaşınca olanlar oluyor. Aralarındaki tutku, çekim, aşk bütün duyguları bende alabildim. İkisi her ne kadar birbirinden farklı gibi görünse de birçok ortak noktaları vardı. Yazar her zamanki gibi anlatımı ve diliyle harikaydı. Lisa Kleypas'ı mutlaka okuyun.
Merripen, Christopher’a yaklaşıp güçlü bir tutuşla elini sıktı ve değer biçen bir bakış attı. “Rohan bir gadjo için fena olmadığını söyledi.” Dedi. “Ve Beatrix de seni sevdiğini söylüyor, bu yüzden onunla evlenmene izin verme niyetindeyim. Ama hala düşünüyorum.”
“Fark yaratacaksa,” dedi Christopher, “Onun tüm hayvanlarını almaya niyetim var.”
Merripen bunu düşündü. “Kızı alabilirsin.”
“Phelan,” dedi Leo, “Niyetim hakaret etmek değil, ama-“
“Bu onda doğal gelişen bir şey.” Diye sözünü kesti Catherine.
“Ve cesur.” Diye ekledi Cam.
“Evet,” diye cevapladı Amelia ağırbaşlı bir şekilde, “savaşta yaptıklarını kimse unutamaz.”
“Ah, ben onu kastetmedim,” dedi Cam ona. “Ben Hathaway kardeşlerden biriyle evlenmeye gönüllü olmasından bahsediyorum.”
“Arılar vızıldıyor – kuşlar uçuyor.”
Beatrix ona soru soran bir bakış attı. “Neden bundan bahsediyorsun? Sonbahardayız ilkbahar değil.”
“Evet, ama bu özel şiir kuşların çiftleşmesinden bahsediyor. Bu konuda bana soracak birkaç sorun olabileceğini düşünmüştüm.”
“Kuşlar hakkında mı?” Teşekkür ederim, ama kuşları senden daha iyi biliyorum.”
Amelia iç geçirdi, hassas görünmeye çalışmaktan vazgeçmişti. “Lanet kuşları unut. Bu gece senin düğün gecen bana sormak istediğin bir şey var mı?”
“Ah. Teşekkür ederim. Christopher çoktan, şey bilgilendirdi.”
“Öyle mi?”
“Evet. Üstelik o kuşlar ve arılardan daha farklı bir anlatım yolunu kullandı.”
“Sen benim yaşama nedenimsin. Eğer senin için olmasaydı asla geri dönmezdim.” –C.
Serinin beşinci ve son kitabıydı.Hathaway ailesinin son bekarı,hayvanlara düşkünlüğü ile bilinen Beatrix'in hikayesiydi.Elbette eksikleri vardı (özellikle Cristopherin mektubu yazanın Beatrix olduğunu öğrendikten hemen sonra sırılsıklam aşık olması ve evliliği çok acele olmuş :) ) ama okuduğum serinin en sevimli ,en eğlenceli, en keyifli kitabıydı. Özellikle bütün aile fertlerini bir arada çoluk çocukla görmekten, onları okumaktan büyük keyif aldım.Zaten Hathaway Ailesi karakterleri ve hikayeleriyle benim çok beğendiğim, okurken keyif aldığım bir seri oldu. Kitaplığımda Lisa KLEYPAS köşesi oluşturmaya başladım. Okumayanlara, özellikle eğlenceli kitap okumak isteyenler tavsiye ederim.
Espirili tarzı devam ederken, dram kısmı da çok güzel aktarmış yazar..Bu seriyi hatta yazarı hiç düşünmeden alıp okurum, bu tarz okuyucularına kesinlikle tavsiyemdir...
Lisa Lisa Lisaaaa naptın sen bacımm, derdin bizlere eziyet etmek mii:(
250'lere gelene kadar kitap hiç de umduğum gibi dram şekilde gitmedi. Aksine bolca aşk ve bolca komedisi vardı. Mektuplar ise bir içim su idi. Nefes almadan aralıksız okudum mektupları oyy oy, böyle bir mektup arkadaşı istiyorum -_- İkilimizin birlikte olan sahneleri çok güzeldii, devamlı bir sırıtma hali vardı okurken yüzümde, ki otobüste okudum düşünün kıkır kıkır nasıl zorlandım :D
Serideki eski karakterleri çoluk çocuk maaile görmek ise keyfime keyif kattı. Cam ve Amelia'nın oğlu Rye'a bayıldımmmm <3 birgün her şeyi öğreneceksin yafrucum merak etme hahaha :D büyümüş de küçülmüş, zıpır velet tam benlikti, araya kaynatayım Allahım bana da böyle bir çocuk nasip ett, dinimiz çok aminnn :P :D Baba olmuş Leo bile vardı yahuu, pabucumun babası hahaha :D
İşte ne olduysa 250'lerden sonra oldu, bir kasvet bir buhranlı bulutlar girdi kitaba, ama ortada bence pek bir dram da yoktu, sadece komedisi azaldığı için eksik hissettim kendimi. Yoksa baştan sona heyecanla okudum kitabı.
Beatrix'in hayvanlarla olan bağı yine oldukça güzeldi. Köpeğimiz sevgili Albert da ayrı bir güzellik kattı kitaba, Beatrix'in hayvanlarla olan bağı devreye girdi ve büyülü sahnelere yol açtı.
Erkek erkeğe sahneler de şahaneydi, özellikle bir kız isteme sahnesi var ki, Cam, Leo ve Christopher'dan oluşan, komedi üçlüsü haha :D "Tüm hayvanlarını da alacağım" böyle bir cümleden sonra kim Bea'yı vermezdi ki zaten :P Merripen bile verdi daha ne olsunn :D
Sözde kitap yorumu yapacaktım ama resmen karakterler ve sahnelere olan hayranlığımı yazıp durmuşum. Kitaba bayıldım, Her ne kadar Leo ve Harry'nin kitabı hatta ilk 4 kitap kadar sevmesem de (bu da başrollerin birlikte olduğu sahnelerin azlığındandı bana göre) , Hathaway serisine yakışır bir sondu, bütün kardeşleri gördük ve ben bundan dolayı çok mutluyum. Kesinlikle öneriyorum Lisa okumayı seviyorsanız zaten beğeneceksiniz bu kitabı^^
Lisa Kleypas romanlarını gerçekten çok seviyorum. Ve belki büyük bir beklentiyle aldığım için biraz hayal kırıklığına uğradım. Olaylar fazla hızlı gelişti ve tam olarak karakterlere adapte olamadım gibi oldu. Bazı şeyler çok çabuk açığa çıktı bazıları da hiç ortaya çıkmadı. Belki serinin son kitabı olması nedeniyle böyle hissetmiş olabilirim. Lisa Kleypas keşke Bennet'ın kitabını da yazsa ve yeni bir seriye adım atmış olsak. İki yaralı ruhun teselliyi birbirlerinde bulmalarını okumak eğlenceli olurdu. Ve bir de Hathaway ailemiz var tabi. Aralarındaki çekişmeleri okumak çok eğlenceliydi ve kotayı Leo yine ve yeniden aşıyor. O kısımları okurken çok eğlendim. Aileye beş kitaptır hakim olduğumdan onları anlamakta hiç sıkıntı çekmedim ama dediğim gibi keşke biraz daha detaylara girilerek anlatılan bir roman olsaydı.
Yine de puanım 9/10
Kısaca,(daha hiç kısa yazdığım görülmedi)
Phelan ve Beatrix'in aşkı serinin diğer kitaplarına oranla çok çabuk gelişti.Christopher'ın kendisiyle yaşadığı sorunlar çok uzun sürdü. (benim zevkime göre elbette.) Arada mektubu yazanın Prudence olduğu sanılması da işi iyice sarpa sardırdı elbette.Kısacık bir romanda çok uzun uzadıya anlatmış her şeyi ve doğal olarak en güzel kısımları sona denk gelmiş,alelacele olmuş.Keşke sorunları fazla uzatmasaydı da güzel kısıma geçseydi hemen.Çünkü kitapta bizim bildiğimiz Beatrix neredeyse yok oluyor.O sevimli,komik kız gidiyor yerine dertlerin içinde yüzen yanlız bir genç kadın geliyor.Açıkçası bunu sevmedim.Bea'nin değişmesine gerek yoktu bence.Onu öyle seviyorduk biz.Keşke onun karalterine göre neşeli bir aşk yaşasaydı.Çok ağır olmuş bence.Beatrix için yazılan bir romandan çok Amelia için yazılmış gibiydi.Yani keşke ya sayfa sayısını arttırsaymış ya da meseleyi bu kadar uzatıp içimizi karartmasaymış.Elveda kitabı olarak okurken biraz sıkıldım ve en uzun sürede okuduğum Hathaway kitabı oldu.Bizim pırıl pırıl hayvan dostu Beatrix'imize bu kadar acı çektirmeyecektin Lisa!
Devamı blogumda
http://rewiev-queen-1.weebly.com/
Yazar sanki bu seriden sıkılmış son hsthaway kardeşin hikayesini yazarken biranönce bitsin diye uğraşmış sanki 😒
Hathaway ailesi altı yıl sonra sosyeteye kendilerini kabul ettirecek kadar şey öğrenmeyi başarmışlardır. Ama hiçbiri asiller gibi düşünmeyi öğrenememiş,konumlarını yükseltecek evlilikler değil aşk evlilikleri yapmışlardır.
Beatrix ise evleneceğinden emin değildir. Zamanının çoğunu dışarıda ormanları,bataklıkları,çayırları dolaşarak geçirir.Klasik sosyetede boy gösteren kızlardan değildir. Onu farklı kılan en büyük özelliği hayvanlar ile olan ilişkisidir. Yaralı hayvanları toplayıp onları iyileştirip onlarla ilgilenir. İnsanların arkadaşlığı yerine hayvanların arkadaşlığını tercih eder. Vahşi doğada tek başına yaşayamayanları evcil hayvan olarak besler. Bu şimdiye kadar ona yetmiştir ama artık doğru erkekle karşılaşmak sevilmek ister.
Arkadaşı savaşta olan Yüzbaşı Christoper Phelan ile mektuplaşır. Christoper onun ifade ettiği her şeye ters düşer. Varlıklı yerel bir ailenin ikinci oğludur. Yirmi ikinci yaşında askeri alaya katılan leydilerin gözdesi olan biridir. Beatrix onu ukula bulur. Onunda kendisi için tuhaf bir yaratık, salonlardansa ahırlara yakıştığını söylediğini duymuştur.Arkadaşına gönderdiği mektubu gördükten sonra onun ukala,her şeyi bilen adam olduğuna inanamaz. Arkadaşı savaşın Christoper'i değiştirdiğini söyleyerek mektuplara cevap vermek istemez. Beatrix ise duruma el koyar ve mektuplara cevap vermeye başlar. Bir süre sonra ikili birbirini daha iyi tanıdıkça durum ilerler ve zor da olsa Beatrix,olduğumu sandığım kişi değilim geri dön ve beni bul yazdığı yanlış mektubu gönderir ve mektuplara son verir.
Christoper dünyanın öbür ucundan yazıştığı kıza aşık olmuştur. Döndükten sonra ise ilk karşılaştığı kız Beatrix olur ona yine kaba davranır ve sürekli özür dilediği durumlara düşer. Hemen aşık olduğu kızı görmek ister fakat bulduğu kız yazıştığı,evlenmek istediği kıza hiç benzemez. Bir şaşkınlık yaşasa da yazıştığı kızı bulmaya kararlıdır böylece macera başlar.
Christoper'ın savaşta aldığı ruhsal yaraları vardı savaştan dönen her erkekte olan bir durum sanırım bu. Christoper mektupları asıl yazanın kim olduğunu anladıktan sonra o itiraf çok çabuk geldi ne ara böyle bir şey oldu hemen söylendi çok erkendi. Hemen itiraflar geldi.
Kitapta herkes bir aradaydı aileleri ile onları okumak güzeldi. Güzel bir seriydi ama malesef bitti.
241 sayfa