"gerçeği bulmak istiyorsan, inanman gerekir..."
Doruk ATEŞ, gerilimi antik dünya ile birleştiren romanında sizleri enerji uğruna tecavüz edilmiş bir coğrafyaya, Ege ile Akdeniz’in birleştiği Bodrum yarımadasının kalbine, Karya Uygarlığı’nın başkenti Milas'a götürüyor...
Yüzyılın arkeolojik buluntusu Hekatomnos anıt mezarında kazı çalışmaları devam etmektedir. Arkeolog Yasemin bu kutsal alanda sadece Karya Uygarlığı’nın tarihini değil, ailesini de aramaktadır. Bu arayışın hayatına köstek vurduğunu,artık ailesini aramaktan vazgeçip yeni bir yaşam kurması gerektiğinin farkındadır.
Bir gece kazı alanına bırakılan cesetle kendini bildi bileli gördüğü sanrılarışiddetlenir. Katilin kutsal alana bıraktıkları ile ona bir mesaj verdiğini düşünür. Olayı soruşturan Başkomiser de bu mesajlarda kendi geçmişinden izler taşıdığını görür. Her cinayet mitolojik bir sahnenin yansıması, gerçeğin önünde duran kapıların bir anahtarı olur. Tüm sahneler sergilenip tüm kapılar açıldığında karşılarında Karya Uygarlığı'nın kutsal mabedini bulurlar.
Hiç bir kötülüğün yok edemediği Mabet onlara sadece katili vermez, kendi gerçeklerini de sunar...
"gerçeği bulmak istiyorsan, inanman gerekir..."
Doruk ATEŞ, gerilimi antik dünya ile birleştiren romanında sizleri enerji uğruna tecavüz edilmiş bir coğrafyaya, Ege ile Akdeniz’in birleştiği Bodrum yarımadasının kalbine, Karya Uygarlığı’nın başkenti Milas'a götürüyor...
Yüzyılın arkeolojik buluntusu Hekatomnos anıt mezarında kazı çalışmaları devam etmektedir. Arkeolog Yasemin bu kutsal alanda sadece Karya Uygarlığı’nın tarihini değil, ailesini de aramaktadır. Bu arayışın hayatına köstek vurduğunu,artık ailesini aramaktan vazgeçip yeni bir yaşam kurması gerektiğinin farkındadır.
Bir gece kazı alanına bırakılan cesetle kendini bildi bileli gördüğü sanrılarışiddetlenir. Katilin kutsal alana bıraktıkları ile ona bir mesaj verdiğini düşünür. Olayı soruşturan Başkomiser de bu mesajlarda kendi geçmişinden izler taşıdığını görür. Her cinayet mitolojik bir sahnenin yansıması, gerçeğin önünde duran kapıların bir anahtarı olur. Tüm sahneler sergilenip tüm kapılar açıldığında karşılarında Karya Uygarlığı'nın kutsal mabedini bulurlar.
Hiç bir kötülüğün yok edemediği Mabet onlara sadece katili vermez, kendi gerçeklerini de sunar...
Polisiye gerilim romanlarını okurken ilk isteğim kurgunun akıcı olmasıdır. Birbirini takip eden bölümlerde heyecan ve gerilimin an an artması da diğer bir isteğimdir. bu konuda en başarılı bulduğum yazarlar Grange ve Craig RUSSELL'dir. Kitabı tavsiye üzerine alırken açıkçası tedirgindim. Çünkü ülkemizde polisiye roman diyince akla sadece Ahmet Ümit geliyordu ve daha önce okuduğum diğer bir çok yazarın kitabını bu açıdan hiç beğenmemiştim.
Öncelikle kurgunun geçtiği coğrafya (Muğla-Milas ve Ören) inanılmaz güzel anlatılmış. Bir bölümde antik bir şehirdeyken diğer bölümde bir zeytinlikte buluyorsunuz kendinizi. Katilden çok cinayetlerin nedenini düşündürmesi de ayrı bir güzel. Katili tahmin ediyorsunuz ama kitabın sonuna kadar nedeni göremiyorsunuz. Ayrıca kitap Karya Uygarlığı'nın yaşam biçimiyle bugünün ege insanı yaşam biçimleri arasında inanılmaz bir benzerlik olduğunu, Egelilerin günümüzden binlerce yıl önce yaşayan Kar'larla aynı insanlar olduğunu bilimsel verilerle açıklıyor.
şimdiye kadar hiç bir polisiye gerilim romanında rastlamadığım kadar dip not ve tarihi bilgi ile arkeolojik veri içermesi ise inanılmaz hoş. okurken önüme google maps açtığımı da belirtmek isterim.
Yazarın çok uzun betimlemeler yapmaması, diyaloglar üzerinden olayı anlatması, çevre ve zaman tasvirlerini yeterince kısa ve açıklayıcı tutması ise diğer artıları.
eğer önemli bir işiniz varsa kesinlikle bu kitaba başlamayın.
Çok çok iyi bir kitaptı. Türk polisiyesini bir kaç kişiden ibaret görenler, ya da "ben türk yazar okumam " diyenler neler kaçırdıklarının farkında değiller. Başka bir coğrafyaya açılan macera dolu bir gerilim polisiye size bekliyor. Kitapta mitolojiye, arkeolojiye doyuyorsunuz ama bu alanda yazılan kitapların dışında fantastik bir hava da sunuyor. Mabet koruyucularıyla, tapınak tuzaklarıyla, kendinizi, bir Hollywood filminin içinde gibi hissediyorsunuz. Dili akıcı ve sade, yormuyor, Hikaye fazlasıyla sürükleyici. Bu haliyle kitabın şu an için hakettiği değeri görmediğini düşünsem de şuna inanıyoum ki; iyi bir kitap er ya da geç okuyucuyla buluşur. Bu da o kitaplardan birisi. Şimdiden iyi okumalar.
Karton Cilt, 576 sayfa
10Haziran2015 tarihinde, EZ-DE YAYINEVİ tarafından yayınlandı