“Madde 22, okuduğum mantıklı tek savaş romanı.”
-Harper Lee-
“Madde 22, faşizme karşı verilen savaşta, Amerikalıların yarattığı en büyük destan.”
-Kurt Vonnegut-
“Son elli yılda yazılmış iki büyük Amerikan romanı var. Biri Madde 22.”
-Stephen King-
“Madde 22’nin muazzam başarısı, seçkin bir edebi eserin bazen gerçekten de çok geniş bir okuyucu kitlesine ulaşabileceğini gösterdi.”
-Anthony Burgess-
“Orijinal. Kimse buna benzer bir kitap okumamıştır.”
-Norman Mailer-
Yayınlandığı günden beri Amerikan edebiyatının köşe taşlarından biri olarak görülen Madde 22, tarihin de en çok ilgi gören, en sıradışı kitaplarından biri. Edebiyatta kara mizahın doruk noktası.
Bu, II. Dünya Savaşı sırasında İtalya'da Amerikan ordusu adına görev yapan, bombardıman uçağı pilotu eşsiz Yossarian'ın hikâyesi. Hiç karşılaşmadığı binlerce kişi tarafından öldürülmek istendiği için kızgın olan Yossarian’ın asıl problemi ise askerlik görevini bitirmek için gereken uçuş sayısını her geçen gün artıran kendi ordusuyladır. Ancak Yossarian, tehlikeli görevlerden feragat etmek için herhangi bir girişimde bulunursa, fazlasıyla komik bir bürokratik kural olan Madde 22'ye takılacaktır: Eğer biri tehlikeli savaş uçuşlarını yapmaya gönüllüyse aklını kaybettiği düşünülür ama görevlere katılmak istemediğini belirten resmi bir başvuruda bulunursa delirmediği ortaya çıkar ve böylece görevine devam etmek zorunda kalır.
Kitabın ellinci yıl edisyonu, Christopher Buckley’nin önsözünün yanı sıra; Norman Mailer, Alfred Kazin, Anthony Burgess ve diğer yazarların da eleştirel makale ve incelemelerini barındırıyor. Nadir bulunan belgeler ve Joseph Heller'ın kişisel arşivindeki fotoğraflar da metne eşlik ediyor.
(Tanıtım Bülteninden)
“Madde 22, okuduğum mantıklı tek savaş romanı.”
-Harper Lee-
“Madde 22, faşizme karşı verilen savaşta, Amerikalıların yarattığı en büyük destan.”
-Kurt Vonnegut-
“Son elli yılda yazılmış iki büyük Amerikan romanı var. Biri Madde 22.”
-Stephen King-
“Madde 22’nin muazzam başarısı, seçkin bir edebi eserin bazen gerçekten de çok geniş bir okuyucu kitlesine ulaşabileceğini gösterdi.”
-Anthony Burgess-
“Orijinal. Kimse buna benzer bir kitap okumamıştır.”
-Norman Mailer-
Yayınlandığı günden beri Amerikan edebiyatının köşe taşlarından biri olarak görülen Madde 22, tarihin de en çok ilgi gören, en sıradışı kitaplarından biri. Edebiyatta kara mizahın doruk noktası.
Bu, II. Dünya Savaşı sırasında İtalya'da Amerikan ordusu adına görev yapan, bombardıman uçağı pilotu eşsiz Yossarian'ın hikâyesi. Hiç karşılaşmadığı binlerce kişi tarafından öldürülmek istendiği için kızgın olan Yossarian’ın asıl problemi ise askerlik görevini bitirmek için gereken uçuş sayısını her geçen gün artıran kendi ordusuyladır. Ancak Yossarian, tehlikeli görevlerden feragat etmek için herhangi bir girişimde bulunursa, fazlasıyla komik bir bürokratik kural olan Madde 22'ye takılacaktır: Eğer biri tehlikeli savaş uçuşlarını yapmaya gönüllüyse aklını kaybettiği düşünülür ama görevlere katılmak istemediğini belirten resmi bir başvuruda bulunursa delirmediği ortaya çıkar ve böylece görevine devam etmek zorunda kalır.
Kitabın ellinci yı... tümünü göster
2. Dünya Savaşı sırasında küçük bir İtalyan adasında konuşlanmış olan bombardıman birliğinden Yossarian, tam bir paranoyaktır. Yüzbaşı Yossarian, kışlasındaki ast ve üstlerinin deliliklerinin savaş sayesinde açıkça ortaya çıkmasından rahatsızdır, aynı zamanda sürekli birilerinin onu öldürmeye çalışmasından da rahatsız olmaktadır. Emirlere aykırı olarak rütbe peşinde koşan üstlerinin sürekli uçuş sayısını arttırıyor olması, kışlada sinirleri germektedir. Yossarian'ın tek amacı öldürülmeden bu cehennemden kurtulmanın bir yolunu bulmaktır.
Kışlada bulunan tüm karakterleri, eleştirilecek karakter özelliğinin bir karikatürü olarak kurgulayan yazar, öyle güçlü kimi yerde Orwellyen kaçacak bir abartı seviyesinde tezatlar kullanıp her sayfasından zeka damlayan alaycı bir üslupla yazmış eserini. Dunning- Kruger göndermeleri içeren ast-üst ilişkileri, bürokratik manevralarla verilen ölüm hükümlerine kadar varıyor. Mevki çatışmaları, zaten bıçak sırtında olan ve ölüm korkusuyla daha da gerilen ilişkileri daha da çıkmaza sokuyor. Irkçılığı, bencilliği, ölümsüzlük düşlerini, kontrol edilemez kaygı gibi özellikleri karakterlerine ustaca yediren yazar, çok sayıda açmazla süslemiş metni ( ki en ünlüsü Madde 22 ). Uyumculuğu eleştiren, din ve tanrı sorgusuna giren yazar, açık Travma sonrası depresyon yaşayan bir karakteri metne dahil ederek, savaşın insan psikolojisinde yarattığı ciddi yıkımı da okuruyla paylaşıyor.
Diz boyu beceriksizlikle dolu, sağduyunun camdan uçup gittiği bir kışlada her yerde sağırlar diyaloğu sürmekte, as-üst ve eşitler arasında. statü için dönen onca dolap, bürokratik sadizmle taçlanıyor. Askerlerinin can güvenliğini kendi statü yarışı için hiçe sayan üstler, girişimciliği ve karaborsa yaratmak için ( bir müptelanın sonraki vuruşu gibi) her şeyi gözle alan astlar, silah arkadaşlarını ve kendi güvenliklerini bile önemsemiyorlar. Çoğu asker ölümden öylesine korkuyorlar ki, yaşam onaylayıcı eylemlerin ( seks ) müptelası olmuşlar.Sürekli onanma beklentisi olan karakterler, derin güvensizlik ve kaygı atakları geçiriyor, tüm pisliklerini savaşı bahane ederek ortaya saçan psikopatlar kimi nasıl incittiklerini umursamıyorlar. yazarın çok sayıda tekrar kullandığı doğru, ancak bu durum mantık dışı görüşleri ve olayın saçmalığını vurgulamak için kullanmış bu tekniği.
Stevenson atfında bulunan yazar, Freud ve rüya yorumlamalarına gönderme yapıp Psikiyatri eleştirine giriyor. yansıtmacı psikiyatrist üzerinden herkesin kendi eksikliklerini karşısına yansıttığı görüşünü inceden savunan yazar, Adler atfında bulunmuş. Yossarian'ın Roma'ya kaçak gittiğinde yaptığı yürüyüş sırasında dünyanın sunabileceği tüm pisliği okuruna sergileyen yazar, gerçeküstü anlamsızlıklardan okuru o denli hızlı çekip alıyor ki betona çakılmış gibi bir etki bırakıyor. Birey mi yoksa grup mu sorusunu "şeytanla antlaşma" gibi bir motifle okuruna aktaran yazar, başından sonuna Vonnegutvari ironilerle dolu güçlü bir eser kaleme almış. İngilizceye çözülmesi mümkün olmayan açmaz anlamıyla geçen "catch 22" , hakkındaki tüm övgüleri ziyadeysiyle hak ediyor.
Son derece eleştirel ve bir okadar da ironik. Birçok sayfada kahkaha ile gulmemek elde değil.
"En büyük eksikliği kitabın ikinci dünya savaşında geçmesi. Çok güzel alıntılar yaptım, çok eğlendim okurken ama o konu bütünlüğünün o savaşa uygun düşmemesi kitabı sekteye uğratıyor azıcık. Ama kesinlikle okunması gereken kitaplardan."
Kitabı İthaki yayınlarından okudum.Kitap savaşı anlatmada gayet başarılı,hikayeside öyle..
Fakat Türkçe çevirisinde büyük sıkıntılar var.Okurken anlayacaksınız kitabın çoğu yerinde gereksiz fazladan kelimeler,betimlemeler kullanılmış.
Sonra merak edip araştırdım.Kitabın orjinali yani İngilizcesi 453 sayfa
Türkçesi 631 sayfa nasıl yani???
Aklıma gelen ilk şey bazı çevirmenlerin kelime başına para aldıkları!!!
Bari kitapta yapmayın bunu...
Bu yüzden öneremiyorum bu kitabı.Büyük bir vakit kaybı,bu çeviriyi okumak
680 sayfa
2017 tarihinde, İthaki Yayınları tarafından yayınlandı