Hürriyet ilan olunduğu vakit ben İzmirde idim. El şakırtıları, allı yeşilli bayrak dalgaları, birbiri üstüne binerek Yaşasın! diye haykıran şuursuz halkın içinde beni arkadaşlarım buldular: - Ulan, sen hala burada ne duruyorsun? dediler. - Durmayıp da, ne yapayım? diye ağzımı açtım. - Ne yapacaksın! İstanbula git! diye haykırdılar. - Senin gibi filozof, yazar, şair, tarihçi, bilgin bir genç başkentte milletine hizmet edebilir, yoksa burada değil...
Hürriyet ilan olunduğu vakit ben İzmirde idim. El şakırtıları, allı yeşilli bayrak dalgaları, birbiri üstüne binerek Yaşasın! diye haykıran şuursuz halkın içinde beni arkadaşlarım buldular: - Ulan, sen hala burada ne duruyorsun? dediler. - Durmayıp da, ne yapayım? diye ağzımı açtım. - Ne yapacaksın! İstanbula git! diye haykırdılar. - Senin gibi filozof, yazar, şair, tarihçi, bilgin bir genç başkentte milletine hizmet edebilir, yoksa burada değil...
Yazarın en bilinen eserlerinden biri olan Perili Köşk'ün de içinde bulunduğu 15 hikayesinin derlendiği kitap akıcı diliyle dikkat çekiyor. Dönemin çoğu yazarlarının aksine ülkenin her köşesinden ve toplumun her sınıfından insanı ele almayı tercih eden yazar dilini de konuşma dili seviyesinde tutarak halka en rahat şekilde ulaşmak hatta halkı kitapları vasıtasıyla aydınlatmak amacı taşımış. Batıyı örnek gösterirken ironiyi de elden bırakmazken, köhne düşüncelere ise tahammülsüz yaklaşmış.