Bu kitap, mantığın ilerleyişini, evrenin bağıntılı bir bütün olduğuna ilişkin tasarımların ve düşüncelerin çok eski zamanlardan gelen büyük sarmalı üzerinde özetliyor. İnsanın bütün tarihsel eylemi, eninde sonunda bir bağıntıyı koparmak ve bir yenisini yaratmak olarak yalınlaştırılabilir; ama kendi eylemiyle gittikçe daha bağıntılı ve bütünsel kıldığı bu dünya, ona, önceden ve dışardan bu haliyle verilmiş gibi görünür. Yabancılaşmanın en yüksek biçimi, metafizik, buradan doğar. Bu yüzden bu kitap tepe üstü duran soyut evrensel düşüncedeki ya da insan ve tarih dışı maddi dünyadaki diyalektiği değil, tarih ve toplum içindeki insanın ilişkilerinde ayakları üzerine dikilmiş bir diyalektiği anlatmaya çalışıyor.
Bu kitap, mantığın ilerleyişini, evrenin bağıntılı bir bütün olduğuna ilişkin tasarımların ve düşüncelerin çok eski zamanlardan gelen büyük sarmalı üzerinde özetliyor. İnsanın bütün tarihsel eylemi, eninde sonunda bir bağıntıyı koparmak ve bir yenisini yaratmak olarak yalınlaştırılabilir; ama kendi eylemiyle gittikçe daha bağıntılı ve bütünsel kıldığı bu dünya, ona, önceden ve dışardan bu haliyle verilmiş gibi görünür. Yabancılaşmanın en yüksek biçimi, metafizik, buradan doğar. Bu yüzden bu kitap tepe üstü duran soyut evrensel düşüncedeki ya da insan ve tarih dışı maddi dünyadaki diyalektiği değil, tarih ve toplum içindeki insanın ilişkilerinde ayakları üzerine dikilmiş bir diyalektiği anlatmaya çalışıyor.