Mandel, marksizmi tüm toplumsal bağlarından kopuk bir saf bilim olarak ele alan soyut, akademik ve pozitivist anlayışı reddederek, marksizmin tarihsel maddeci yorumunu kendisine uygulamayı amaçlar; başka bir deyişle, onu genel tarihsel bağlama ve çağının toplumsal bilimleri, ütopik sosyalizm ve işçi hareketi ile diyalektik ilişkilerine - hem özümleme, hem eleştiri ve hemde aşma - yerleştirmeyi amaçlar. Bu kısa, açık ve tutarlı çalışmada Mandel, Marksizmin doğuşunu, ayırdedici özelliklerini, Marx ve Engelsin kişisel yolculuklarını ve düşüncelerinin dünyada nasıl karşılandığını açıklar. Marksizmin tarihteki yeri iki düzeyde kavranmalıdır: Kapitalist sistemde, emekçilerin kendi kurtuluşlarının gerçek hareketinin bilinçli anlatımı olarak, Marksizm, çağdaş bir olgudur, ama Marksizm aynı zamanda ezilenlerin, sömürülenlerin ve yoksulların mücadelelerinin ve eski düşsel bir geleneğin, emekçi insanlığın binlerce yıllık kurtuluş çabalarının son isteğinin mirasçısı ve gerçekleştiricisidir. de. M.Lowy
Mandel, marksizmi tüm toplumsal bağlarından kopuk bir saf bilim olarak ele alan soyut, akademik ve pozitivist anlayışı reddederek, marksizmin tarihsel maddeci yorumunu kendisine uygulamayı amaçlar; başka bir deyişle, onu genel tarihsel bağlama ve çağının toplumsal bilimleri, ütopik sosyalizm ve işçi hareketi ile diyalektik ilişkilerine - hem özümleme, hem eleştiri ve hemde aşma - yerleştirmeyi amaçlar. Bu kısa, açık ve tutarlı çalışmada Mandel, Marksizmin doğuşunu, ayırdedici özelliklerini, Marx ve Engelsin kişisel yolculuklarını ve düşüncelerinin dünyada nasıl karşılandığını açıklar. Marksizmin tarihteki yeri iki düzeyde kavranmalıdır: Kapitalist sistemde, emekçilerin kendi kurtuluşlarının gerçek hareketinin bilinçli anlatımı olarak, Marksizm, çağdaş bir olgudur, ama Marksizm aynı zamanda ezilenlerin, sömürülenlerin ve yoksulların mücadelelerinin ve eski düşsel bir geleneğin, emekçi insanlığın binlerce yıllık kurtuluş çabalarının son isteğinin mirasçısı ve gerçekleştiricisidir. de. M.Lowy