İstiklal Marşımızın müellifi Mehmed Akif, son yüzyılın önemli edebi şahsiyetlerinden biri olmasının yanında, mütevazı ve mücadeleci yönüyle tanıtılıyor. Akifin şair s≈oml;ylemiyle eylemini özdeşleştiren bir eser. En yakın dostlarından Mithat Cemal Kuntayın içten ve yalın anlatımıyla çizilen Mehmed Akif portresi, kimi zaman biyografik kimi zaman analitik bir eser izlenimi veriyor. Mithat Cemal Kuntay Şair ve yazar. 1885 yılında İstabulda doğdu. Vefa İdadisini ve Mektebi Hukuku bitirdi. Doktora sınavını verdikten (1908) sonra, idare hukuku asistanlığı yaptı. Adliye Nezareti Özel Kalemine girerek müdürlüğe kadar yükseldi. Birinci Hukuk Mahkemesi üyeliğinden sonra Beyoğlu Dördüncü noteri oldu. Ölümüne kadar bu görevde kaldı. Eserleri Sonradan ayrıntılı bir biyografisini yazdığı gibi İmparatorluğun yıkılış dönemini konu edinen, Üç İstanbul (1938) adlı romanında da canlandırdığı, Mehmed Akif ile tanışması, sanatı ve düşünceleri üzerinde etkili oldu. Aruz vezniyle, vatanseverlik duygularını ve Türk tarihinin zenginliklerini dile getiren şiirler yazdı. Türkün şehnamesi (1945) adlı şiir kitabından başka, antolojileri (Nefaisi Edebiye, 1913), oyunları (Kemal, 1912; 28 kânunuevvel, 1918) ve bir romanı vardır. Çok zengin belgelere dayanan biyografi türündeki eserleri, (Mehmed Akif, 1939; Namık Kemal, 1944 1956; Sarıklı İhtilalci Ali Süavi, 1946) anlatımının çekiciliğiyle de dikkati çeker.
İstiklal Marşımızın müellifi Mehmed Akif, son yüzyılın önemli edebi şahsiyetlerinden biri olmasının yanında, mütevazı ve mücadeleci yönüyle tanıtılıyor. Akifin şair s≈oml;ylemiyle eylemini özdeşleştiren bir eser. En yakın dostlarından Mithat Cemal Kuntayın içten ve yalın anlatımıyla çizilen Mehmed Akif portresi, kimi zaman biyografik kimi zaman analitik bir eser izlenimi veriyor. Mithat Cemal Kuntay Şair ve yazar. 1885 yılında İstabulda doğdu. Vefa İdadisini ve Mektebi Hukuku bitirdi. Doktora sınavını verdikten (1908) sonra, idare hukuku asistanlığı yaptı. Adliye Nezareti Özel Kalemine girerek müdürlüğe kadar yükseldi. Birinci Hukuk Mahkemesi üyeliğinden sonra Beyoğlu Dördüncü noteri oldu. Ölümüne kadar bu görevde kaldı. Eserleri Sonradan ayrıntılı bir biyografisini yazdığı gibi İmparatorluğun yıkılış dönemini konu edinen, Üç İstanbul (1938) adlı romanında da canlandırdığı, Mehmed Akif ile tanışması, sanatı ve düşünceleri üzerinde etkili oldu. Aruz vezniyle, vatanseverlik duygularını ve Türk tarihinin zenginliklerini dile getiren şiirler yazdı. Türkün şehnamesi (1945) adlı şiir kitabından başka, antolojileri (Nefaisi Edebiye, 1913), oyunları (Kemal, 1912; 28 kânunuevvel, 1918) ve bir romanı vardır. Çok zengin belgelere dayanan biyografi türündeki eserleri, (Mehmed Akif, 1939; Namık Kemal, 1944 1956; Sarıklı İhtilalci Ali Süavi, 1946) anlatımının çekiciliğiyle de dikkati çeker.
Yazar Mithat Bey ne de güzel anlatmış Akif'i ; "Mehmet Akif "Mehmet Akif" olduğunu bilmeyecek kadar sade adamdı."
Bu kitap için biyografi tanımı yapmak bence haksızlık olur. Mithat Bey merhum Mehmet Akif ile olan hatıralarını oldukça çok bir dille kaleme almış. Zaman zaman gerçekten gözlerim doldu. Mesela; "Fakat, nihayet bir gün, ona anlatamayacağım elim tesadüflerin karşısında kaldım: Akif, benim aynı ayın aynı gününde, benim bir zamanlar oturduğum Mısır apartmanında, benim yatak odamda, benim yattığım odada ölüyordu." gibi..
Bazı yerlerdeki tespitlere ise hayran kaldım.. Mesela "Akif, Aruz'un Mimar Sinan'ıdır. " gibi..
Bazende Akif'in beyitlerine tebessüm ettim;
"Sessiz yaşadım, kim beni nereden bilecektir!"
Bunlar kitaptaki hoş tatlardan bir kaç örnekti. Olumsuz gördüğüm ya da beklentilerimi elde edemediğim kısımlar ise şöyle;
Kitaptaki bazı dip notlar doğrusu sıkıcı geldi bana.
Ben Tevfik Fikret ile Akif'in çekişmesi daha detaylı anlatır diye umuyordum, umduğum olmadı.
Akif'in İstiklal Marşını ve Çanakkale Şehitlerine şiirinin kaleme alınma süreçleride merak ettiğim konulardı ama onlarda fazla teferruatlı anlatılmamış..
Kısaca yorumum budur :)
Karton Cilt, 474 sayfa
2007 tarihinde, Leyla ile Mecnun Yayıncılık tarafından yayınlandı