Meleğin Çürüyüşü ile birlikte Yukio Mişima'nın dünyaca ünlü Bereket Denizi dörtlemesi tamamlanıyor. Japonya'nın yirminci yüzyıl deneyiminin bir özeti olarak nitelenen dörtlemenin, eleştirmenler, bir epik, toplumsal bir belge, bir sızlanma, bir ağıt olduğu kanısındalar. Bahar Karları'ndaki genç öğrenci, Kaçak Atlar'ın saygın hakimi, Şafak Tapınağı'ndaki filozof Honda, son roman olan Meleğin Çürüyüşü'nde 1960'lı yıllarda yaşamının sonuna yaklaşmış yaşlı ve zengin bir adamdır. Dörtlemeyi noktalayan son sahnede Honda, Geşu Tapınağı'na tırmanırken Bereket Denizi dörtlemesi de son eğretilemesel anlatımını bulur: Yalnızca Honda'nın ölümünü değil Mişima'nın kendisinin intiharını haber veren çırılçıplak güneş ışığı seli bir boşluğu aydınlatmaktadır. Bütün düşüncelerini, duygularını bu dörtlemeye aktardıktan sonra kendini bomboş hissettiğini dostlarına söyleyen Mişima, dörtlünün son sözcüğünü yazdığı 25 Kasım 1970 sabahı intihar etmişti.
Meleğin Çürüyüşü ile birlikte Yukio Mişima'nın dünyaca ünlü Bereket Denizi dörtlemesi tamamlanıyor. Japonya'nın yirminci yüzyıl deneyiminin bir özeti olarak nitelenen dörtlemenin, eleştirmenler, bir epik, toplumsal bir belge, bir sızlanma, bir ağıt olduğu kanısındalar. Bahar Karları'ndaki genç öğrenci, Kaçak Atlar'ın saygın hakimi, Şafak Tapınağı'ndaki filozof Honda, son roman olan Meleğin Çürüyüşü'nde 1960'lı yıllarda yaşamının sonuna yaklaşmış yaşlı ve zengin bir adamdır. Dörtlemeyi noktalayan son sahnede Honda, Geşu Tapınağı'na tırmanırken Bereket Denizi dörtlemesi de son eğretilemesel anlatımını bulur: Yalnızca Honda'nın ölümünü değil Mişima'nın kendisinin intiharını haber veren çırılçıplak güneş ışığı seli bir boşluğu aydınlatmaktadır. Bütün düşüncelerini, duygularını bu dörtlemeye aktardıktan sonra kendini bomboş hissettiğini dostlarına söyleyen Mişima, dörtlünün son sözcüğünü yazdığı 25 Kasım 1970 sabahı intihar etmişti.
1912 yılında bahar karlarıile başlayan bereket denizi dörtlemesinin oluşturduğu bu derin hikayenin sonudur meleğin çürüyüşü. 1974 yılında her şeyin başladığı yere dönmesi ile son bulur. aslında yaşanan her şeyin bir hiç olabileceği ihtimali üzerine düşünür, düşündürtür mishima.
"buraya altmış yıl önce gelmiştim."
"bellek, düşsel bir ayna gibidir. bazen şeyleri görülemeyecek kadar uzakta, bazen de yanı başımızdaymış gibi gösterir."
"ama eğer kiyoaki baştan beri olmadıysa..."
"eğer kiyoaki hiç yaşamadıysa, isao da yaşamamış demektir. ying çan da öyle; kim bilir, belki bende yoktum?"
. . .
"bu her insanın yüreğinden geçirdiği bir sorudur."
bana kalırsa çevre tasviri ile ortamın içine okuyanı sokma konusunda en başarılı olduğu kitaptır seride. ayrıca toru'nun güncesinin olduğu kısımlar tekrar tekrar okunabilecek ilginç düşüncelere sahip, mishima sanki sakladığı ne varsa son kitapta kusmuş ve bitivermiş gibi hissettiriyor. tükenmişlik hissini sonuna kadar hissettiriyor okura. bir yandan da toplumdaki yozlaşmayı o zamanlar fark edip geleceği görmüş bir yazar mishima, sürekli insanların ikiyüzlülüğünden ve değer vermemesinden, geleneklerine sahip çıkmamasından dem vuruyor.
söylemeden geçemeyeceğim, can yayınlarının bereket denizi dörtlemesinde ortaya çıkardığı kapak tasarımları gerçekten çok güzel ama meleğin çürüyüşü... adeta duvara asmalık bir tablo olmuş kendileri, özledikçe bakılacak cinsten.
Karton Cilt, 3.Baskı, 232 sayfa
26Nisan2017 tarihinde, Can Yayınları tarafından yayınlandı