İspanya'da Don Quixote'tan sonra en çok satan Rüzgarın Gölgesi yazarından, uluslararası besteller listelerinde 1 numara olan yeni bir kitap daha... Barselona'da berbat bir pansiyonda yaşamakta olan genç David Martín, gecelerini, yaşadığı kentin yeraltı dünyası hakkında öyküler yazarak geçirmektedir. Takma bir isimle yazdığı polisiye romanlar ve öykülerle hayatını kazanan David'in günün birinde, önünden geçmekte olduğu eski bir ev, nedenini bilmediği bir içgüdüyle ilgisini çeker ve David kısa bir süre sonra bu eve yerleşir. David'in kilitli bir odada bulduğu fotoğraflar ve mektuplar evin bir önceki sahibinin esrarengiz ölümüne ışık tutmaktadır. Genç yazarın içinde yaşadığı evin gizemlerle dolu öyküsü zaman içinde etkili bir zehir gibi kemiklerine kadar işler. Genç yazar bir gün, Andreas Corelli adındaki esrarengiz bir yayıncıdan bir mektup alır. Adam, ona müthiş bir teklif yapmaktadır. Ondan, o güne dek benzeri olmayan, kalpleri ve akılları yerinden hoplatacak güçlü bir roman yazmasını ister. David çalışmaya başladığı zaman, romanı ile yaşadığı evi saran gölgeler arasında bir bağ olduğunu fark eder...
İspanya'da Don Quixote'tan sonra en çok satan Rüzgarın Gölgesi yazarından, uluslararası besteller listelerinde 1 numara olan yeni bir kitap daha... Barselona'da berbat bir pansiyonda yaşamakta olan genç David Martín, gecelerini, yaşadığı kentin yeraltı dünyası hakkında öyküler yazarak geçirmektedir. Takma bir isimle yazdığı polisiye romanlar ve öykülerle hayatını kazanan David'in günün birinde, önünden geçmekte olduğu eski bir ev, nedenini bilmediği bir içgüdüyle ilgisini çeker ve David kısa bir süre sonra bu eve yerleşir. David'in kilitli bir odada bulduğu fotoğraflar ve mektuplar evin bir önceki sahibinin esrarengiz ölümüne ışık tutmaktadır. Genç yazarın içinde yaşadığı evin gizemlerle dolu öyküsü zaman içinde etkili bir zehir gibi kemiklerine kadar işler. Genç yazar bir gün, Andreas Corelli adındaki esrarengiz bir yayıncıdan bir mektup alır. Adam, ona müthiş bir teklif yapmaktadır. Ondan, o güne dek benzeri olmayan, kalpleri ve akılları yerinden hoplatacak güçlü bir roman yazmasını ister. David çalışmaya başladığı zaman, romanı ile yaşadığı evi saran gölgeler arasında bir bağ olduğunu fark eder...
Yine Barcelona'da, "Rüzgarın Gölgesi" evreninde geçen, bu sefer ilk kitaptaki karakterlerin değil bir önceki kuşağın karaterlerinin biraz biraz gözüktüğü, sürükleyici bir devam kitabı. Zafon gene bir sürü ayrıntıları önceden serpiştirip yeri gelince kullanan, ilk ve üçüncü kitaptan farklı olarak fantastik öğeler de içeren karmaşık bir hikaye yazmış. Bazı noktaların açıklanmamış olduğunu düşündüm ama ben kaçırmış da olabilirim. Yazar sonraki kitapta devam edecekmiş gibi getirmiş sonunu.
Carlos Ruiz ZafonUnutulmuş Kitaplar Mezarlığı serisinin 2. Kitabı olan Meleğin Oyunununda yine harika yaratmış.
Yazarı serinin ilk kitabı olan Rüzgarın Gölgesinde tanıtmaya çalışmış ve aşırı beğendiğimi belirtmiştim.
Meleğin Oyununa başladığımda, özellikle ilk sayfalarında acaba abarttım mı diye düşündüm. İlk kitaptaki karekterlerin adları değişmiş, konu aynı gibi gelirken, birden yazar başka bir labirentin bambaşka konuların içerisine sokuyor okuru.
Bu yıl en beğenerek okuduğum kitap serisi olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. İlk kitaptaki karekterler yer yer sürprizlerle yer alırken, yine müthiş karakterler var. Başta ana karakter David Martin olmak üzere Isabella müthişti.
Serinin 3. Kitabı Cennet Mahkumunu başlayacam hemen. Çok tavsiye edeceğim bir seri.
Not olarak 3. Ve 4. Kitap Kırmızı Kedi yayınlarından çıkmış. Kitabın tanıtımında özet olarak bu seriyi oluşturan kitaplar, her biri bağımsız ve kendine özgü hikayeler oluşturduğu halde anlatımsal ve tematik köprüler oluşturan karakterler hikaye örgüleri aracılığı ile birbirine bağlanır. Yani sırayla veya sırasız okunabilir….
Karton Cilt, 512 sayfa
2010 tarihinde, Altın Kitaplar tarafından yayınlandı