Genç melezler!
Kaderiniz sizi bekliyor!
Evden kaçmış iki melez, Luke ve Thalia, Melez Kampı'na ilk defa giderken yolda neler yaşadılar?
Percy ve Annabeth, pek de sevimli olmayan, ateş üfleyen bir giganttan, Hermes'e ait çok önemli bir eşyayı nasıl kurtaracak?
Leo, Piper ve Jason kaçak bir masanın peşine düşünce karşılaştıkları çılgın yaratıklardan nasıl kurtulacak?
Hem de 9. Depo havaya uçmadan önce!
Genç melezler!
Kaderiniz sizi bekliyor!
Evden kaçmış iki melez, Luke ve Thalia, Melez Kampı'na ilk defa giderken yolda neler yaşadılar?
Percy ve Annabeth, pek de sevimli olmayan, ateş üfleyen bir giganttan, Hermes'e ait çok önemli bir eşyayı nasıl kurtaracak?
Leo, Piper ve Jason kaçak bir masanın peşine düşünce karşılaştıkları çılgın yaratıklardan nasıl kurtulacak?
Hem de 9. Depo havaya uçmadan önce!
GENEL YORUM
Rick ve Haley Riordan iyi bir iş çıkarmışlar. Baba-oğul bir dokuma gibi birbirini tamamlayan açıklamalar, hikayeler yazmışlar. Bu ortaklığın devamını umuyorum :D.
Kitap, hem zengin öyküleri hem de görselleriyle arka kapakta yazdığı gibi; Rick Riordan hayranları için eşsiz bir hazine.
Kitapta ilgimi çeken başka bir şey daha vardı; bulmacalar. Tabii hiçbirine kalem değmedi ama en azından aklımdan çözmek bile eğlenceliydi :D.
Kademe Kademe Yorum:
Kitabı kademe kademe yorumlamaya karar verince ortaya böyle bir şey çıktı, umarım yardımcı olur.
Melez Kampı'ndan Mektup
Bu bölümü okumak nasıl bir zevkti, anlatamam! O kadar güzeldi ki! Riordan, kalemiyle kalbimin bir köşesinde gizli olan yarı-tanrı'ya dokundu.
Sadece size özel bir mektup okuyormuşsunuz gibi hissediyorsunuz. Bu komik, çünkü bu mektubu milyonların okuduğunu biliyorsunuz.
Percy Jackson & Olimposlular ve Olimpos Kahramanları, benim zaten vazgeçilmez serilerimden. Bu kitabın ilk sayfası bile neden bu serileri bu kadar çok sevdiğimi hatırlattı.
Bölüm, ismi gibi "Melez Kampı'ndan Mektup". kitabın içinde nelerle karşılaşacağımızı anlatıyor. Riordan, aslında duygusal bir içindekiler bölümü yazmış da diyebiliriz.
Luke Castellan'ın Günlüğü
Luke, benim serilerde 3. gözdem (1. Percy, 2. Leo :D ). Onun ağzından anlatılması çok güzel bir sürprizdi. Benim hayali haremim, hahah :D.
Luke'un ölümünden sonra aklımda Thalia ve Annabeth ile Melez Kampı'na gitmeden önce neler yaşadıklarına dair bir çok senaryo vardı. Bu öykü, beni biraz yatıştırdı.
"Aile Luke, söz vermiştin."
Tamam, yine ağlamaya başlıyorum. Benim tuhaflıklarımdan biri de bu işte, kitap karakteri olsa da, ölürse ağlarım. Hadi bu konuyu geçelim, yoksa salya sümük ağıt yakacağım.
Öykü, Luke Ve Thalia'nın ilahi bir keçiyi takip etmesiyle başlıyor. Kahramanlarımız, keçinin gösterdiği bir malikaneye giriyor, Halcyon Green adında yaşlı bir melezle karşılaşıyorlar ve başlarına gelmeyen kalmıyor! Thalia'nın destansı kalkanı "Aegis" ve Luke'un (dolayısıyla Rick Riordan'ın) "sarı saç yumağı" olarak tanıttığı Annabeth ile bu öyküde karşılaşıyorlar.
Percy Jackson ve Hermes'in Asası
Bu dünyada Percy kadar şapşal bir sevgili var mıdır acaba? Hem Annabeth ile çıkıyor hem da ay dönümünü unutuyor. Aslında, bana soracak olursanız; Percy sevgilim olsa, ben ay dönümünü mü unutmuş hiç umursamam! Normalde de umursamam ya. Yani tamam, yıl dönümü bir derece, ama ay dönümü de kutlanır mı?
Neyse... Percy ve Annabeth'in normal (onlar ne kadar normal olabilirseler tabii) bir çift gibi olmaları çok hoşuma gitti.
Hermes'in ani ziyareti ve sonrasında aşk kuşu kahramanlarımızın başına gelenler gerçekten beynimin "Please mortal, I am demigod." bölümünde (buna benzer bir çok bölüm var :D) kalıcı bir yer etti.
Sonunda malum: MUTLU SON! <3
Hermes'in yılanları George ve Martha ile Röportaj
George ve Martha gibi evcil hayvanlarımın olması istiyorum *-*. Sizce onlara benim evcil hayvanlarım olmalarını teklif etsem ne derler? :D (Cevabı biliyorum: HAYIR. Onlar Hermes'ten ayrılmazlar, ayrılmamalılar.)
Bölüm, başlığı gibi George ve Martha ile röportaj Hermes'in asasını sıradan bir tahta sopadan ilahi bir silaha çeviren, bu yılan çift aslında VIS, ÇÖY de diyebiliriz; yani Very Important Snake ya da Çok Önemli Yılan. Onlar olmasa, Hermes ne hallere düşerdi, kim bilir!
Bu bölüm hakkında son olarak;
"George reyiz!!!!" :D
Leo Valdez ve Buford Görevi
Leo ve onun "bütün suç cam silme deterjanında" diye yırtmaya çalıştığı şapşallığıyla başlayan bölüm, Leo, Piper ve Jason'ın kampı "BOM!" diye patlamasından kurtarmaya çalıştığı bir Buford Görevi'ne dönüşüyor.
Leo'ya bu durumda söylenebilecek tek şey;
"Aferin Valdez. İyi halt ettin."
Ama Leo'ya da kızmıyor ki insan! İki dakika sonra yine ben Leo'ya hayal dünyamda sarkmaya devam ettim. Leo tatlı Valdez :3
Dionisos, en sevdiğim Yunan tanrılarından (ben Romalıyım .s.s.s.). Tabii, Hades'i (benim tercihimle Pluton'u) geçemez ama Dionisos Reyiz de hafife alınmamalı. Adamın iyi parti anlayışı var, boru mu?
Rick Riordan'dan Bir Not
Bazen, duygusallaşıp Şimşek Hırsızı'nı okuyor, sanki Percy benim evladım-ağabeyimmiş gibi "ne çok büyüdü" diye ağlıyorum.
Rick Riordan da bunları hissediyor olmalı ki tüm duygularımı dile getirmiş.
Büyünün Oğlu -Haley Riordan
Son bölüm ise, hoş bir sürprizle Rick Riordan'ın oğlu Haley'den geliyor! Babasının yolunu izleyen genç bir yazar olmakla kalmayıp PJO'nun başlama sebebidir kendisi! :D
Öyküye gelirsek;
Hep Kronos'un ordusundan olmak isteyen ben için tüm yanıtları vermişti Haley. Benim gibi (yani Tanrıların sadece ilahi olan yürüyen kibir oldukları) düşünenler için Haley Riordan;
Savaştan sonra Kronos'un ordusundaki melezlere neler olduğunu,
Yine savaştan sonra tanrıların aralarında neler olduğunu, açıklıyor.
Öykü Dr. Claymore adında bir araştırmacı-profesörün ağzından anlatılıyor. O da bir çok kişi gibi ölümü ve ölümden sonra olanları merak ediyor ve bu konuya dair dünyadaki tüm teorileri yalanlıyor. Zekice, doğrusu.
Sonrasında Dr. Claymore bir çocukla ve onun dünyasıyla tanışıyor. Ah, zaten her şey tam da o zaman başlıyor...
Ciltli, 248 sayfa
Doğan ve Egmont Yayıncılık tarafından yayınlandı