Bir dünya sisteminin kaynağını ve başlangıçtaki işleyişlerini tanımlamak için, mutlak bir kavramı, bir dünya-sistemini ileri sürdüm. Dünya-sistemi sosyal bir sistemdir; sınırları, yapıları, üye grupları, meşruiyet kuralları ve bağdaşıklığı vardır. Hayatı, onu gerilimle bir arada tutan çatışan güçlerden oluşmuştur; her grup onu kendi avantajına sonsuza kadar yeniden kalıplandırmaya çalışınca parça parça olur. Bir organizmanın özelliklerine sahiptir; özelliklerinden bazılarının belli açılardan değiştiği, diğer açılardan ise sabit kaldığı bir ömre sahiptir. Yapıları, işlevinin iç mantığı açısından farklı zamanlarda güçlü ya da zayıf olarak tanımlanabilir.Modern dünyanın ayırdedici özelliği ondan faydalananların tasavvurları ve ezilenlerin karşı-ifade güçleridir. Sömürü ve sömürüyü, ya kaçınılmaz olarak kabul etmek ya da modern çağın devam edip giden zıtlığı olarak reddetmek, yirminci yüzyılda, zirvesine ulaşmaktan çok uzak bir diyalektik içinde biraraya gelmiştir.
Bir dünya sisteminin kaynağını ve başlangıçtaki işleyişlerini tanımlamak için, mutlak bir kavramı, bir dünya-sistemini ileri sürdüm. Dünya-sistemi sosyal bir sistemdir; sınırları, yapıları, üye grupları, meşruiyet kuralları ve bağdaşıklığı vardır. Hayatı, onu gerilimle bir arada tutan çatışan güçlerden oluşmuştur; her grup onu kendi avantajına sonsuza kadar yeniden kalıplandırmaya çalışınca parça parça olur. Bir organizmanın özelliklerine sahiptir; özelliklerinden bazılarının belli açılardan değiştiği, diğer açılardan ise sabit kaldığı bir ömre sahiptir. Yapıları, işlevinin iç mantığı açısından farklı zamanlarda güçlü ya da zayıf olarak tanımlanabilir.Modern dünyanın ayırdedici özelliği ondan faydalananların tasavvurları ve ezilenlerin karşı-ifade güçleridir. Sömürü ve sömürüyü, ya kaçınılmaz olarak kabul etmek ya da modern çağın devam edip giden zıtlığı olarak reddetmek, yirminci yüzyılda, zirvesine ulaşmaktan çok uzak bir diyalektik içinde biraraya gelmiştir.