Seksen küsür yıldır hınzırca parıldayan bir çift gözün gördüklerini feylosofça bir neşeyle yorumlayan, ışıldayan bir zeka. İnsanoğlunun çeşitli hallerini, çelişkilerini, hoşluklarını, beşer şaşar esprisi içinde yorumlayan, akıcı bir kalem. Hayata dair bilgeliğini ve engin tecrübesini, okurunu gülümseterek aktaran yaşam mimarı. Çevremde ve dünyada, bin türlü sahne yaşadım. Her türlü yaşam sahnesi içinde oldum. En zorundan, en belalısından, en sevinçlisine kadar. Bu denli çeşitlilik, bana gökten paraşütle indirilmedi. Ben durmadan arandım. Elbet bunca değişiklik, dünyamızın, ama özellikle ülkemizin olağanüstü ilginç bir döneminde yaşadığımdan da kaynaklandı. Ne ilginçtir, ben doğduğumda yani 1921 yılında, daha Osmanlı İmparatorluğu resmen batmıştı. Ama resmen... Son padişah Sultan Vahdettin, hâlâ tahtta idi. Devletimiz İstanbulda batarken Ankarada yeniden doğuyordu...
Seksen küsür yıldır hınzırca parıldayan bir çift gözün gördüklerini feylosofça bir neşeyle yorumlayan, ışıldayan bir zeka. İnsanoğlunun çeşitli hallerini, çelişkilerini, hoşluklarını, beşer şaşar esprisi içinde yorumlayan, akıcı bir kalem. Hayata dair bilgeliğini ve engin tecrübesini, okurunu gülümseterek aktaran yaşam mimarı. Çevremde ve dünyada, bin türlü sahne yaşadım. Her türlü yaşam sahnesi içinde oldum. En zorundan, en belalısından, en sevinçlisine kadar. Bu denli çeşitlilik, bana gökten paraşütle indirilmedi. Ben durmadan arandım. Elbet bunca değişiklik, dünyamızın, ama özellikle ülkemizin olağanüstü ilginç bir döneminde yaşadığımdan da kaynaklandı. Ne ilginçtir, ben doğduğumda yani 1921 yılında, daha Osmanlı İmparatorluğu resmen batmıştı. Ama resmen... Son padişah Sultan Vahdettin, hâlâ tahtta idi. Devletimiz İstanbulda batarken Ankarada yeniden doğuyordu...
260 sayfa