Nietzsche felsefeciydi. Babaannemse yalnızca bu gezegende yaşayan biri. İlla ki bir etiket vermek gerekirse, ev hanımı. Nietzsche, üniversitede ders verirdi. Babaannem, okuma yazma bilmezdi. Hayatında hiç okul yüzü görmemişti. Çok tanınmış biriydi Nietzsche; bütün Avrupa ondan hayranlıkla bahsederdi. Babaannemse yalnızca kendi köyünde tanındı. Nietzsche ve babaannem, aynı gezegenin misafiri oldular. İkisi de, bir anne ve babadan dünyaya geldiler. Aynı donanımlara sahiptiler. Ne Nietzschenin fazlası vardı, ne babaannemin eksiği. İkisinin de bir karar vermesi gerekiyordu. Tercih etmedikleri bir dünyada, yaşamlarını sonsuza dek etkileyecek bir tercihte bulunmalıydılar. İşte o karar aşamasında yolları birbirinden ayrıldı. Aynı gezegenin iki yolcusu, iki ayrı yöne gitti. Nietzsche kolay olanı seçti, babaannemse zor yolu.Herkes, kendini çok iyi tanıdığını sanır ama en az tanıdığımız kendi ruhumuzdur. Mustafa Ulusoy Nietzsche ve Babaannemde bu en insani ama aynı zamanda en çetin meseleyi irdeliyor. Hayatın anlamı, ölüm, hiçlik, sonsuzluk arzusu, hayata ve kendine yabancılaşma, mutsuzluk, anlaşılamama gibi bütün çağların ortak meselelerini her dönemin insanına cevap verecek bir saflıkla ele alıyor. Ve herkesin payına kendi iç dünyasındaki düğümleri çözmeye yardımcı olacak ipuçları düşüyor.
Nietzsche felsefeciydi. Babaannemse yalnızca bu gezegende yaşayan biri. İlla ki bir etiket vermek gerekirse, ev hanımı. Nietzsche, üniversitede ders verirdi. Babaannem, okuma yazma bilmezdi. Hayatında hiç okul yüzü görmemişti. Çok tanınmış biriydi Nietzsche; bütün Avrupa ondan hayranlıkla bahsederdi. Babaannemse yalnızca kendi köyünde tanındı. Nietzsche ve babaannem, aynı gezegenin misafiri oldular. İkisi de, bir anne ve babadan dünyaya geldiler. Aynı donanımlara sahiptiler. Ne Nietzschenin fazlası vardı, ne babaannemin eksiği. İkisinin de bir karar vermesi gerekiyordu. Tercih etmedikleri bir dünyada, yaşamlarını sonsuza dek etkileyecek bir tercihte bulunmalıydılar. İşte o karar aşamasında yolları birbirinden ayrıldı. Aynı gezegenin iki yolcusu, iki ayrı yöne gitti. Nietzsche kolay olanı seçti, babaannemse zor yolu.Herkes, kendini çok iyi tanıdığını sanır ama en az tanıdığımız kendi ruhumuzdur. Mustafa Ulusoy Nietzsche ve Babaannemde bu en insani ama aynı zamanda en çetin meseleyi irdeliyor. Hayatın anlamı, ölüm, hiçlik, sonsuzluk arzusu, hayata ve kendine yabancılaşma, mutsuzluk, anlaşılamama gibi bütün çağların ortak meselelerini her dönemin insanına cevap verecek bir saflıkla ele alıyor. Ve herkesin payına kendi iç dünyasındaki düğümleri çözmeye yardımcı olacak ipuçları düşüyor.
Yazarın kitabı satsın diye Nietzsche'nin adını kullandığı konusunda bahse girebilirim. Hiç bu kadar boş bir kitap okumamıştım. Nietzsche ile babaannesini kıyaslamaya başladığı hikayede bir an elimdekinin bir mizah kitabı olduğunu düşündüm. Tam bir fiyasko.
Kitabın üzerinde "DENEME" yazıyor. Hakikaten de yazar "DENEMİŞ" ama "OLMAMIŞ"
Öncelikle kitabın Nietzsche ile uzaktan yakından bir ilgisi yok. Çok kısa bir bölümde adı kullanılmış, kitabın adını da sırf satsın diye bu şekilde koymuşlar. İşe de yaramış doğrusu çünkü ben tamamen adına ve arka kapakta ki bilgiye aldandım.
Kitabın özetini size geçeyim de boşuna almaya kalkıp para harcamayın, daha önemlisi okumaya kalkıp zaman harcamayın.
" Sen bir hiçsin, gerçek olan tek şey Allah. Secde et, dua et, iman et. Herşey için şükret" - İŞTE KİTABIN ÖZETİ
Ayrıca herkes yazar olamaz. Sürekli tekrar eden kelimelerle kitap yazmaya kalkıyorlar. Önce kelime dağarcığınızı geliştirin, beşyüz kelime bilmek yetmiyor.
Yazarın daha birçok kitabını raflarda uzun yıllar görürüz. Ne de olsa hükümetle aynı dili konuşanlar uzun yıllar podyumlarda oluyor...
Kitabın ismine fazla aldanmamak lazım.Başlangıçta uyandırdığı etki, "sanırım bundan birşey çıkacak " olsa da, sonraki sayfalarda, din anlayışını empoze etmeye çalışır bir imaj çiziyor.Yanlı bir çizgisi var.
kitaptan alıntı;
Dünyanın en büyük acı kaynağı, anlamsızlık olsa gerek.
Yazarın ilk denemesi olduğundan olsa gerek, diğer kitapları kadar başarılı bulamadım. Ama yine de birşeyler kattı.
sayın @naylas ın yorumuna özet kısmı hariç aynen katılıyorum. kaybedecek zamanınıza üzülmeyecekseniz buyrun okuyun :)
Muhteşem bir kitap. Zaman zaman tamamen beni anlattığını düşündüm. Psikologların umursamaz, rahat insanlar olduklarını düşünürdüm bu kitabı okuyana kadar.
216 sayfa