İnsan daima kendisine yardımcı olacak aygıtlar ve makineler yapmaya çaba göstermişti. Evrim hayatı boyuncada, bir yandan kendisine benzeyen “robotlar” yapmaya; diğer yandan da “kendisinden daha çabuk düşünüp kararını uygulayan makineden beyinler” icad etmeye yönelmişti.
İşte, “Sibernetik Bilim ve Teknolojisi”, çağlar boyu süregelen teknolojik evrim süreci içinde yapılagelmekte olan, “en ilkel otomatik aygıtlar”dan, “en ilginç robotlar”a ve günümüz “çeşitli elektronik makineleri”ne, “komputerleri”ne ve “uzay’daki uydular”a kadar uzanan, geniş bir “bilimsel teknoloji” alanını kapsamaktadır.
Bu arada 800 yıl önce robotlar yapan ilk Türk sibernetik bilgini Eb’ul-İz’in bilim evrenine katkıları belirtilmektedir. Sibernetik, yalnızca “otomatik makineler yapımı” ile ilgilenmemektedir.
Bu durumu daha da geliştirerek, “otomasyon sistemleri” ve “bilgi bankaları” aşamasına gelmekte ve oradan daha da ileri giderek makinelerle insanlar, makinelerle makineler arasındaki “bilgi alışverişi ve ayarlama durumları”nı sağlamaktadır. Bitkilerin, kendilerine kötülük yapanları, nasıl tanıyıp ortaya çıkarabildiklerini, göstermektedir. Sibernetik, bütün bu gelişmelerin yanı sıra, “İnsan beyninin kopyasını çıkarmaya” ve böylece “insanın ölümsüzlüğü”nü sağlamaya çalışırken, bir diğer çalışma alanıyla da “insan-makine ortak yaşamı”nı kurmaya uğraşmaktadır.
Bu bilimsel teknoloji, “Sibernetik-organizma” kelimelerinin kısaltılmasından oluşturulmuş olan “Siborg”ların ve uzay’da bir astronot gibi görev yapacak olan “Sibernotlar”ın yapımına dek uzanmaktadır. Diğer yanda ise insanların birbirleri arasındaki bilgi alışverişlerini, “internet ağı” ile geliştirerek “Yepyeni bir boyut” durumundaki “Siber-Uzay”ı olabildiğince derinleştirmektedir.
Bütün gelişmelerine kadar, aşama aşama ulaştığı evrimleri göndermeye çalışmaktadır. Bu nedenlerle de içinde yaşamakta olduğumuz çağa “Sibernetik çağ” adı verilmektedir. İşte, elinizdeki kitap, bu “Bilimsel ve teknolojik uğraşı”nın, en ilkel düşünce dönemlerinde yapılan aygıtlarından, günümüzdeki en son “elektro-teknik gelişmeleri”ne kadar, aşama aşama ulaştığı evrimleri göstermeye çalışmaktadır.
Organizmamızdaki on milyara yakın sinir hücresinin kendiliğinden işleyen bilgi alış-veriş sistemini fark eden insanoğlunun, günümüz bilgi alış-veriş sistemi internete varış serüvenidir bu kitap.
İnsan daima kendisine yardımcı olacak aygıtlar ve makineler yapmaya çaba göstermişti. Evrim hayatı boyuncada, bir yandan kendisine benzeyen “robotlar” yapmaya; diğer yandan da “kendisinden daha çabuk düşünüp kararını uygulayan makineden beyinler” icad etmeye yönelmişti.
İşte, “Sibernetik Bilim ve Teknolojisi”, çağlar boyu süregelen teknolojik evrim süreci içinde yapılagelmekte olan, “en ilkel otomatik aygıtlar”dan, “en ilginç robotlar”a ve günümüz “çeşitli elektronik makineleri”ne, “komputerleri”ne ve “uzay’daki uydular”a kadar uzanan, geniş bir “bilimsel teknoloji” alanını kapsamaktadır.
Bu arada 800 yıl önce robotlar yapan ilk Türk sibernetik bilgini Eb’ul-İz’in bilim evrenine katkıları belirtilmektedir. Sibernetik, yalnızca “otomatik makineler yapımı” ile ilgilenmemektedir.
Bu durumu daha da geliştirerek, “otomasyon sistemleri” ve “bilgi bankaları” aşamasına gelmekte ve oradan daha da ileri giderek makinelerle insanlar, makinelerle makineler arasındaki “bilgi alışverişi ve ayarlama durumları”nı sağlamaktadır. Bitkilerin, kendilerine kötülük yapanları, nasıl tanıyıp ortaya çıkarabildiklerini, göstermektedir. Sibernetik, bütün bu gelişmelerin yanı sıra, “İnsan beyninin kopyasını çıkarmaya” ve böylece “insanın ölümsüzlüğü”nü sağlamaya çalışırken, bir diğer çalışma alanıyla da “insan-makine ortak yaşamı”nı kurmaya uğraşmaktadır.
Bu bilimsel teknoloji, “Sibernetik-organizma” kelimelerinin kısaltılmasından oluşturulmuş olan “Siborg”ların ve uzay’da bir astronot gibi gö... tümünü göster
Karton Cilt, Bilim-Mühendislik > Popüler Bilim , 391 sayfa
2003 tarihinde, KAKNÜS YAYINCILIK tarafından yayınlandı