Oğuz Atay'ı dünya edebiyatının birçok çağdaş yazarıyla aynı paralele getiren olgu, onun yapıtlarında, içinde yaşadığı toplumun ilerisinde özellikler taşıyan insanın evrensel sorunsalının sergilenmesidir. Bu insan, yalnızca çevresini değil kendisini de nesnel olarak eleştirir ve yargılar. Onun yapıtlarında Türk toplumu çok boyutlu bir yapı içinde sergilenir. Ama ön planda sergilenen aydındır; düşünen, duyumsayan ve eleştiren, varoluşunun temeli tinsel etkinliğinde yatan insandır. Toplum-birey çatışmasında vurgulanan işte bu insandır, aydındır. Toplumsal bilmeceye çözüm bulmadan önce, kendini bulmaya çalışan; çelişkilerini, komplekslerini aşmayı deneyerek kendini sorgulayan aydın bireydir.
Oğuz Atay'ı dünya edebiyatının birçok çağdaş yazarıyla aynı paralele getiren olgu, onun yapıtlarında, içinde yaşadığı toplumun ilerisinde özellikler taşıyan insanın evrensel sorunsalının sergilenmesidir. Bu insan, yalnızca çevresini değil kendisini de nesnel olarak eleştirir ve yargılar. Onun yapıtlarında Türk toplumu çok boyutlu bir yapı içinde sergilenir. Ama ön planda sergilenen aydındır; düşünen, duyumsayan ve eleştiren, varoluşunun temeli tinsel etkinliğinde yatan insandır. Toplum-birey çatışmasında vurgulanan işte bu insandır, aydındır. Toplumsal bilmeceye çözüm bulmadan önce, kendini bulmaya çalışan; çelişkilerini, komplekslerini aşmayı deneyerek kendini sorgulayan aydın bireydir.
109 sayfa
1989 tarihinde, Ara Yayıncılık tarafından yayınlandı