Granger yavaştan geri çekilmeye başladı. Bu sırada başını yere eğmiş, gergin bir halde, herhangi bir şeyi tetikleme ihtimaline karşı etrafını kolaçan ediyordu. Çok geç. Ayaklarının altından gelen çıtırtıyı duydu. Derken, hızla yukarı doğru çekilirken buldu kendini: Granger'ı çepeçevre saran ağ onu havaya çekiyordu. Silahı elinden kayıp düştü; mikrofonu da başından. Yerden yükseldikçe midesinin ağzına geldiğini hissediyordu. Ağ belli bir yüksekliğe erişince nihayet durdu.
Burada asılı kalmıştı. Derin derin nefes alarak sakinleşmeye çalıştı. Hala hayattasın, hala hayatta. Yalnızca bir ağa yakalandın, hepsi bu. Bundan kurtulabilirsin.
Aklından bunlar geçerken altından kapüşonlu biri geçti. Durdu. Granger'a baktı. Genç adam işinin bittiğinden emindi. Derken, kapüşonlu adam yoluna devam etti ve ağaçların arasında gözden kayboldu. Sanki hiç var olmamış gibi.
Granger yavaştan geri çekilmeye başladı. Bu sırada başını yere eğmiş, gergin bir halde, herhangi bir şeyi tetikleme ihtimaline karşı etrafını kolaçan ediyordu. Çok geç. Ayaklarının altından gelen çıtırtıyı duydu. Derken, hızla yukarı doğru çekilirken buldu kendini: Granger'ı çepeçevre saran ağ onu havaya çekiyordu. Silahı elinden kayıp düştü; mikrofonu da başından. Yerden yükseldikçe midesinin ağzına geldiğini hissediyordu. Ağ belli bir yüksekliğe erişince nihayet durdu.
Burada asılı kalmıştı. Derin derin nefes alarak sakinleşmeye çalıştı. Hala hayattasın, hala hayatta. Yalnızca bir ağa yakalandın, hepsi bu. Bundan kurtulabilirsin.
Aklından bunlar geçerken altından kapüşonlu biri geçti. Durdu. Granger'a baktı. Genç adam işinin bittiğinden emindi. Derken, kapüşonlu adam yoluna devam etti ve ağaçların arasında gözden kayboldu. Sanki hiç var olmamış gibi.
Salgından sonra fırsatçılığın ve gaspın hortladığı bir ortamda polis memuru Robert Stokes, eşinin ve oğlunun vefatından sonra Sherwood ormanına kaçmış ve orada insanlıktan geriye kalanlardan uzakta ölümü beklemeye başlamıştır.Devlet görevlilerinin naaş yakma konusundaki duyarsızlığı Robert'ı psikolojik olarak yaralamış ve insanlıktan uzaklaştırmıştır. Ancak ormanın yakınında kurulan pazara şans eseri uğraması ile başlayacak olan olaylar, özenti bir Napolyon'un sefere çıktığı İngiltere'nin kurtarıcısı rolünü üzerine yıkacaktır...
Salgın öncesi ve sonrasının tezatlığının vurgulanmasını son derece başarılı şekilde yapan yazar, yerinde bir "Kara veba" benzetmesi kullanmış. Kaos ve belirsizliğe karşı dini determinizme sarılan insanların hala varolduğu bir dünyada artık İT elemanlarına, muhasebecilere ve emlakçılara ihtiyaç kalmamış. Silah kaçakçısı ve kral özentisi De Falaise'in Nottingham kalesine yerleşmesiyle çarpık bir post feodal düzene geri dönüş yaşayan İngiltere'yi anlatan yazar, zayıf konformizm uyarılarında bulunmuş. Klişe dolu olan metinde ana karakterin sergilediği post travmatik stress sendromu, hayatta kalanın suçluluğundan kaynaklanıyor. Robert'in rüyaları mistik bir yan taşıyor ve ormanla olan bağlantısı metni fantastik bir temaya taşıyor. Robert ve Robin Hood arasında çokça bağlantı kurulmuş, De Falaise ve Hood arasındaki denklem dualist önermelerle dolu. " Tarihin tekerrür edeceği" şeklinde ifade edilen determinizm sıklıkla karakterlerin ağzından onanıyor. Büyüklük düşleri içinde kaybolmuş vahşi bir Napolyon olan De Falaise, materyalizmin üzerinden sorgulandığı karakter. Yazar, Gustave Dore, İlahi Komedya, Frankestein'in Canavarı, Yüzüklerin Efendisi ve Matrix atıfları yapıyor ve çok da tatmin edici olmayan bir sonla metnini kapatıyor.
Ciltsiz, 326 sayfa
2013 tarihinde, Kassandra Yayınevi tarafından yayınlandı