Kader seçtiğimiz bir şey midir, yoksa bütün bir ömür boyu yaşayacaklarımız ilahi katlardaki bir kitapta mı yazılıdır? Hayatın gözlere görünenlerle sınırlı olmadığını bilen, küçük ve yalnız bir çocuk... Hayalet karısına yazdığı mektupları güvercinlerin bacağına bağlayarak cennete gönderen ihtiyar bir adam... Bir eli gerçek dünyada, diğer eli düşler âleminde olan, hem genç hem ihtiyar, hem ölü hem yaşayan bir kadın... Kimine göre gencecik bir kız, kimine göre yakışıklı bir genç adam görünümündeki Azrail...Ve tüm bu sıradışı kişilerin soluklandığı, bildik giz perdelerinden arınmış efsunlu bir kent: İstanbul.Aşkın Güngörün Olağan Mucizeleri yaşamın gizleri adına şifrelerle dolu. Bu şifreler karşınıza roman boyunca çıkıyor. Kimi zaman bölüm başlarına yerleştirilen harflerin gizemler barındırdığını fark ediyorsunuz, kimi zaman da metnin evrensel bir sır taşıdığını. Kurgunun sarmal yapısı ilgi çekici. Gerçek dünyanın kurgusal olanla iç içe geçmesi, düşlerin gerçeklere, gerçeklerin düşlere dönüşmesi metaforu, başarıyla işlenmiş. Taşıdığı tüm gerçeküstücü ögelere karşın, metnin söylemeye çalıştığı şey kabul edilebilir: Hayat olağan bir mucizedir. Açık yüreklilikle söylemeliyim ki, Aşkın Güngörün kalemi de mucizeler yaratıyor. Peki olağan mucizeler mi bunlar? Orasını bilemem!Mavisel Yener, Yazar
Kader seçtiğimiz bir şey midir, yoksa bütün bir ömür boyu yaşayacaklarımız ilahi katlardaki bir kitapta mı yazılıdır? Hayatın gözlere görünenlerle sınırlı olmadığını bilen, küçük ve yalnız bir çocuk... Hayalet karısına yazdığı mektupları güvercinlerin bacağına bağlayarak cennete gönderen ihtiyar bir adam... Bir eli gerçek dünyada, diğer eli düşler âleminde olan, hem genç hem ihtiyar, hem ölü hem yaşayan bir kadın... Kimine göre gencecik bir kız, kimine göre yakışıklı bir genç adam görünümündeki Azrail...Ve tüm bu sıradışı kişilerin soluklandığı, bildik giz perdelerinden arınmış efsunlu bir kent: İstanbul.Aşkın Güngörün Olağan Mucizeleri yaşamın gizleri adına şifrelerle dolu. Bu şifreler karşınıza roman boyunca çıkıyor. Kimi zaman bölüm başlarına yerleştirilen harflerin gizemler barındırdığını fark ediyorsunuz, kimi zaman da metnin evrensel bir sır taşıdığını. Kurgunun sarmal yapısı ilgi çekici. Gerçek dünyanın kurgusal olanla iç içe geçmesi, düşlerin gerçeklere, gerçeklerin düşlere dönüşmesi metaforu, başarıyla işlenmiş. Taşıdığı tüm gerçeküstücü ögelere karşın, metnin söylemeye çalıştığı şey kabul edilebilir: Hayat olağan bir mucizedir. Açık yüreklilikle söylemeliyim ki, Aşkın Güngörün kalemi de mucizeler yaratıyor. Peki olağan mucizeler mi bunlar? Orasını bilemem!Mavisel Yener, Yazar