Wilbraham Crescent 19 numaraya, kendisine gelen bir telefon üzerine giden Shelia Webb, evde orta yaşlı bir adamın cesediyle kaşılaşır. Genç kadını hiç tanımayan kör ev sahibesi Bayan Pebmarsh ise, Cavendish Sekreterlik ve Daktilo Bürosunu arayıp Sheliayı ismen istediğini inkar eder. Ama ortada bir gerçek vardır. Birisi telefon edip Sheliayı o eve çağırmıştır. Ve daha da önemlisi her iki kadın ne birbirlerini ne de ölen adamı tanımaktadır. Aslında hiç kimse hiçbir şey bilmiyordu. Ortada tek bir ipucu vardı ve zaman Hercule Poirot için hızla ilerliyordu. Cesedin bulunduğu odadaki saatlerin hepsi çalışıyordu, biri dışında... O da 16.13te durmuştu.
Wilbraham Crescent 19 numaraya, kendisine gelen bir telefon üzerine giden Shelia Webb, evde orta yaşlı bir adamın cesediyle kaşılaşır. Genç kadını hiç tanımayan kör ev sahibesi Bayan Pebmarsh ise, Cavendish Sekreterlik ve Daktilo Bürosunu arayıp Sheliayı ismen istediğini inkar eder. Ama ortada bir gerçek vardır. Birisi telefon edip Sheliayı o eve çağırmıştır. Ve daha da önemlisi her iki kadın ne birbirlerini ne de ölen adamı tanımaktadır. Aslında hiç kimse hiçbir şey bilmiyordu. Ortada tek bir ipucu vardı ve zaman Hercule Poirot için hızla ilerliyordu. Cesedin bulunduğu odadaki saatlerin hepsi çalışıyordu, biri dışında... O da 16.13te durmuştu.
Eserin neredeyse yarısına kadar Poirot'yu göremeyince herhalde yazarın farklı konu denemelerinden biri diye düşünmüştüm. Olay akışı diğer eserlerine göre daha yavaş ilerliyor. Bir de iç içe geçen iki vakadan casusluğa uzananı pek sarmadı doğrusu. Esas olay ise her zamanki gibi ilgi çekici ve okuyucuyu da hevesle olayı çözmeye sevk eden türden.
256 sayfa