“Malum sona ulaştığımızda bağrışlar yine arttı. Yavaşça indirip çukura yerleştirdiler, bembeyaz kefenin her yanı çamur oldu. E madem pislenecek, niye bu kadar özeniyorsunuz ki? Ya da yer döşemesi ayarlayın da yaptığınız iş bir şeye benzesin. Ölümün en kötü yanı bu işte. Hiçbir şeye itiraz etme hakkınız olmuyor.”
Okan Çil, hem diliyle hem de ele aldığı konularla günümüz öykücülerinden ayrı bir yerde duruyor. Kitaptaki öyküler, insanı çok iyi gözlemleyen bir zihinden çıkmış. Çil, metinlerin gövdelerini çoğu zaman sıra dışı, hatta absürt kurgulara yaslıyor. Öykülerini, okuru kahkahaya boğacak bir mizahla süslüyor. Deneysel biçim çalışmaları ise... Neyse onu da sonra anlatırım.
“Malum sona ulaştığımızda bağrışlar yine arttı. Yavaşça indirip çukura yerleştirdiler, bembeyaz kefenin her yanı çamur oldu. E madem pislenecek, niye bu kadar özeniyorsunuz ki? Ya da yer döşemesi ayarlayın da yaptığınız iş bir şeye benzesin. Ölümün en kötü yanı bu işte. Hiçbir şeye itiraz etme hakkınız olmuyor.”
Okan Çil, hem diliyle hem de ele aldığı konularla günümüz öykücülerinden ayrı bir yerde duruyor. Kitaptaki öyküler, insanı çok iyi gözlemleyen bir zihinden çıkmış. Çil, metinlerin gövdelerini çoğu zaman sıra dışı, hatta absürt kurgulara yaslıyor. Öykülerini, okuru kahkahaya boğacak bir mizahla süslüyor. Deneysel biçim çalışmaları ise... Neyse onu da sonra anlatırım.
Öykülerinde bir film sahnesi izliyormuş hissi veren, okumaya değer eğlenceli bir kitap.
Nedense bana woody allen ı hatırlatan bir tarza sahip kitap dolayısıyla epey sevdim kendisini.
Karton Cilt, 128 sayfa
7Şubat2017 tarihinde, Dedalus Kitap tarafından yayınlandı