Cumhuriyet döneminde demokrasinin işleyişi sık sık darbelerle kesildi. Aslında bu bizim eski bir geleneğimiz. Osmanlı İmparatorluğunda askeri isyanlar ve darbeler, Fatih Sultan Mehmedin ilk hükümdarlığı zamanında 1446 Buçuktepe İsyanı ile başlar ve 1913teki Bâbıâli baskınıyla sona erer. Neredeyse Fatih Sultan Mehmedden sonra isyanla yüzleşmeyen Osmanlı padişahı yok gibidir. 36 Osmanlı padişahından 12sinin isyan ve darbeyle tahtını kaybettiği gözönüne alındığında durumun vahameti daha iyi anlaşılır.
Günlerce, hatta aylarca devam eden isyanlar İstanbul halkına korkulu günler yaşatıyor, günlük hayat tamamen felç oluyordu. İsyanlar zaman zaman o kadar ileri boyutlara ulaşıyordu ki, bazen devlet adamlarının cesetleri köpeklere yem ediliyor, bazen sadrazamların kelleleri alınıyor, bazen de padişahlar acımasızca katlediliyorlardı.
Cumhuriyet döneminde demokrasinin işleyişi sık sık darbelerle kesildi. Aslında bu bizim eski bir geleneğimiz. Osmanlı İmparatorluğunda askeri isyanlar ve darbeler, Fatih Sultan Mehmedin ilk hükümdarlığı zamanında 1446 Buçuktepe İsyanı ile başlar ve 1913teki Bâbıâli baskınıyla sona erer. Neredeyse Fatih Sultan Mehmedden sonra isyanla yüzleşmeyen Osmanlı padişahı yok gibidir. 36 Osmanlı padişahından 12sinin isyan ve darbeyle tahtını kaybettiği gözönüne alındığında durumun vahameti daha iyi anlaşılır.
Günlerce, hatta aylarca devam eden isyanlar İstanbul halkına korkulu günler yaşatıyor, günlük hayat tamamen felç oluyordu. İsyanlar zaman zaman o kadar ileri boyutlara ulaşıyordu ki, bazen devlet adamlarının cesetleri köpeklere yem ediliyor, bazen sadrazamların kelleleri alınıyor, bazen de padişahlar acımasızca katlediliyorlardı.
Hem isyanları anlamamız açısından, hem de yeniçerilerle sipahiler arasındaki farkları görmemiz açısından tarihsel açıdan kaynak niteliğinde bir kitaptı. Konuya ilgisi olanlara tavsiye ederim.