Bir şair düşünün, “insanlık durumu”nu önümüze kürevî bir yapıtla koymak için yıllardır, kendini bildi bileli yazıyor. Gününün henüz ilgilenmediği biçimleri, ezeli metafizik içerikleri devrine hiç aldırmadan yüklenmiş taşıyor ve kendi olmanın yalnızlığından asla şikâyet etmeden ta bugüne kadar getiriyor. Tarık Günersel böyle bir şair, böyle bir yazar. Sayısız yapıta sahip ama bir türlü sınıflandırılamayan geniş bir edebi coğrafya. Bilenler için saygı uyandıran makro bir derinlik. Henüz bilmeyenler için ise keşfedilmeyi bekleyen bir derinleşme fırsatı. Tarık Günersel’in 1982’de yayımlanan ilk şiir kitabı “Otmopoli’de Akşam”, 33 yıl sonra tekrar basımıyla bu serüvenin başlangıcına bakma fırsatı sunuyor. Ne mutlu Tarık Günersel’i okuyanlara.
Bir şair düşünün, “insanlık durumu”nu önümüze kürevî bir yapıtla koymak için yıllardır, kendini bildi bileli yazıyor. Gününün henüz ilgilenmediği biçimleri, ezeli metafizik içerikleri devrine hiç aldırmadan yüklenmiş taşıyor ve kendi olmanın yalnızlığından asla şikâyet etmeden ta bugüne kadar getiriyor. Tarık Günersel böyle bir şair, böyle bir yazar. Sayısız yapıta sahip ama bir türlü sınıflandırılamayan geniş bir edebi coğrafya. Bilenler için saygı uyandıran makro bir derinlik. Henüz bilmeyenler için ise keşfedilmeyi bekleyen bir derinleşme fırsatı. Tarık Günersel’in 1982’de yayımlanan ilk şiir kitabı “Otmopoli’de Akşam”, 33 yıl sonra tekrar basımıyla bu serüvenin başlangıcına bakma fırsatı sunuyor. Ne mutlu Tarık Günersel’i okuyanlara.
80 sayfa
2014 tarihinde, 160. Kilometre tarafından yayınlandı