Teleandregenos ütopyasını yirmi beş yaşında yazan Adam Şenel, okurun karşısına elli yaşında Ozmos Kronos ile çıkmıştı. Bu yapıtının ilk baskısından on beş yıl sonra ikinci baskısının yapılmasının gereğini, dünyada ve burada çalkantılı başlayan binyılımızm ve onyılımızın ne yapıp ne düşüneceğini bilemez duruma düşürülmüş okurları anlayacaktır. Yazar, doğayla ve insanlarla ilişkisini sağlığını ve varlığını yitirmeden sürdürme olanağı bulabilirse, üçlünün son parçası olarak tasarladığı fc. Pessimus pessimismus adını taşıyacak yapıtını yetmiş beş vtb± yaşında tamamlayacaktır.
Adam Şenel, Teleandregenos yapraklarında, yapışık ikizler ülkesi benzetmesiyle, inançların ve erkeğin egemenliğinde çarpıklaşmış kadm-erkek ve birey-toplum ilişkilerini irdelemişti. Ozmos Kronos\a ise, gene bir benzetmeyle, cansız araçların yerini canlı araçların alacağı bir gelecekte, insan-doğa, insan-insan ve. sınıf ilişkilerine el atmakta.Kargo, metaforlaştmlmış tüm bir insanlık tarihi boyunca eşitlik-özgürlük, yaratıcılık-yazgı, mutluluk-mutsuzluk gibi ikili kavramlar çerçevesinde yaşamın tadına varma ve ona anlam kazandırma çabasını içerir.Çağ, Tyrannosauros gibi soyu tükenmişler kadar, Boğa-adam Minotauros gibi mitos kahramanlarının laboratuvarlarda yaratıldığı bir gelecektir.Senaryo, amatör biyoteknolog Ozmos Kronos, bahçesinde hortumunun su kaçıran yarasını sararken başlar. Kendini kucaklayan koltuğuna oturup, terliklerini çağırmasına geçer. Terliksi tekhücrelilerden yapıp yarattığı terlikleri, uyuklamakta oldukları yerden kalkıp gelerek burunlarını iki yandan bacaklarına sürttükten sonra ayaklarına sımsıcak sarılırlar. Sıra artık, onlara bakarken kafasından bir tarih şeridi gibi akmaya başlayan çağrışımlarını izlemeye gelmiştir. Ozmos Kronos, insanlık tarihinde, amaçların, araçların ve ilişkiîerin terliksi terliklere varana dek evrimini düşleyip düşünmeye başlar
Teleandregenos ütopyasını yirmi beş yaşında yazan Adam Şenel, okurun karşısına elli yaşında Ozmos Kronos ile çıkmıştı. Bu yapıtının ilk baskısından on beş yıl sonra ikinci baskısının yapılmasının gereğini, dünyada ve burada çalkantılı başlayan binyılımızm ve onyılımızın ne yapıp ne düşüneceğini bilemez duruma düşürülmüş okurları anlayacaktır. Yazar, doğayla ve insanlarla ilişkisini sağlığını ve varlığını yitirmeden sürdürme olanağı bulabilirse, üçlünün son parçası olarak tasarladığı fc. Pessimus pessimismus adını taşıyacak yapıtını yetmiş beş vtb± yaşında tamamlayacaktır.
Adam Şenel, Teleandregenos yapraklarında, yapışık ikizler ülkesi benzetmesiyle, inançların ve erkeğin egemenliğinde çarpıklaşmış kadm-erkek ve birey-toplum ilişkilerini irdelemişti. Ozmos Kronos\a ise, gene bir benzetmeyle, cansız araçların yerini canlı araçların alacağı bir gelecekte, insan-doğa, insan-insan ve. sınıf ilişkilerine el atmakta.Kargo, metaforlaştmlmış tüm bir insanlık tarihi boyunca eşitlik-özgürlük, yaratıcılık-yazgı, mutluluk-mutsuzluk gibi ikili kavramlar çerçevesinde yaşamın tadına varma ve ona anlam kazandırma çabasını içerir.Çağ, Tyrannosauros gibi soyu tükenmişler kadar, Boğa-adam Minotauros gibi mitos kahramanlarının laboratuvarlarda yaratıldığı bir gelecektir.Senaryo, amatör biyoteknolog Ozmos Kronos, bahçesinde hortumunun su kaçıran yarasını sararken başlar. Kendini kucaklayan koltuğuna oturup, terliklerini çağırmasına geçer. Terliksi tekhücrelilerden yapıp yarattığı terlikleri, ... tümünü göster
Tabutlar,eski ev eşyaları müzelik.
Genetik şifrelerin çözüldüğü,tek hücreli canlıların eşyalara dönüştürüldüğü,hücre yenileme ve klonlama ile ölüm ve yaşlanmanın tarihe karıştığı bir dönem.
Savaş utanılacak bir olgu halinde.
Yıprandıkça kendilerini yenileyen,kirlendikçe temizleyen giysiler,ışığa ve uzaklığa göre kendini ayarlayan canlı lensler,organik evler,yaratılan mitolojik varlıklar.(Şahmeran,Anubis,Pegasus,Sfenks,Janus,Melek,Minotauros).
Bellekler dahil her şey yeni bedene(klona) aktarılabiliyor.
Bilimsel terimler ağır basıyor kitapta.İnsanlığın geçmiş olduğu aşamaları,evrimleri ve devrimleri anlatıyor.
Kitapta altı çizilesi sözcükler var.Üstelik düşündürücü;
...Diyelim ki bilmediğimiz 'salt tin' var.En küçük nitelikleri örneğin sayıları,renkleri bile kavrayabilen beynimiz bu büyük niteliği de kavrayabilmeli.
...Onun varlığını hiçbir beyin yadsımamalıydı.Tek,gerçek bir tanrı olsaydı,insanlık boyunca bazı kafalarda totemler,tanrıaltı tinsel düşler....cirit atmazdı.
....İmparator yanında başka imparator ister mi?
...Kadınlarda bu topluluklarda yaşamları boyunca ard arda gebe bırakıldı.Birer insan fabrikası gibi çalıştırıldı.Öyle ki ekonomi politik terimleriyle kavramlaştırılarak 'araç yapan araçlar' durumunda bulundukları söylenebilir.
...Sözde kutsal saydıkları kadına amaç olma hakkını tanımayacaklardı.Hatta bir peygamber onu mülk sayacaktı.Kadınlar sizin tarlanızdır,onları dilediğiniz gibi ekin diye buyruk çıkaracaktı.
...Organik devrim öncesi emekçiler hafta boyunca araç gibi kullanılacaklardı.Hafta sonunda bu gerçeği unutturmak için ruhları yıkanacaktı.Kendilerine 'patronun değil,tanrının kulu' oldukları anlatılacaktı.
...Mutluluk 'manada diyor,insanları madde ile sınıyorsunuz.Bu dünya cehennemi yaşattığınız uşağınızı,öte dünya cenneti ile avutuyorsunuz.
Dinleri,inançları,kutsal değerleri;amaç-araç,neden-sonuç ile sınırlandırıp açıkladığı için yetersizdi.
Yine de bu ütopik denemeyi kesinlikle tavsiye ederim.