Batılı sömürgeciler, lejyonerler, askerler, Araplar, mücahitler, hırsızlar, orospular, ağlayıcı kadınlar, hainler, ölüler... Yüzleri boyalı, maskeli, takma saçlı, takma burunlu... Genetnin tiyatrosunun temelini oluşturan kılık değiştirme, kendini maskeleme, gerçeğin yerine suretini geçirme, 1961 tarihli son oyunu Paravanların da temel taşlarıdır. Savaşta geçen bir maskeli balo diyebiliriz Paravanlar için. Bu savaş, Genetnin bize tuttuğu aynadan yansıyan savaşın suretidir. Bu aynada, hayatını ve eserini belirleyen kavramların; kötülüğün, ihanetin ve en çok da ölümün suretini gösterir bize. Paravanlar, onun ölüme ve ölülere yaklaşım tarzının bir ifadesidir. Hatta oyun metninde yer alan açıklamalarında oyunun bir mezarlıkta sahnelenmesi gerektiğini söyler. Fakat burada kasvetten, yastan, ölümün ağırlığından eser yoktur, yaşamdan ölüme, kahkahalar eşliğinde, ortada mesele yapılacak bir şey olmadığı söylenerek geçilir. Paravanlar ölüme ve ölülere adanmış eğlenceli bir şenlik, bir maskeli balodur.İlk kez 1961de Berlinde sahnelenen Paravanlar, 1966da Pariste Roger Blin yönetiminde sahnelendiğinde, muhafazakâr kesim şiddetli bir tepki göstermiş, oyunun yasaklanması ve tiyatroya ödeneğin kesilmesi yönünde Millet Meclisine önergeler verilmiştir. Paravanların bunca tartışmaya yol açmasının sebebi, Fransanın Cezayir konusundaki hassasiyetine dokunmuş olmasıdır. Gerçi oyunda bir kez bile Cezayirin sözü edilmez. Görünür dünyayı, insanların yaptıklarını fazlasıyla birebir yansıtan bir tiyatronun kasvetli hüznüne karşı bir gölge tiyatrosunun hayalini kuran Genet de, Cezayir Savaşının Paravanlara bahane oluşturduğunu kabul etmekle birlikte, oyunun doğrudan Cezayir Savaşıyla ilgili olmadığını söyler. Ama yine de bozgunculuğunu yapmış, toplumun riyakârlığını suratına çarpmak için yine işkencecisinin dilini mükemmel bir şekilde kullanarak bir yeraltı edebiyatı başyapıtı daha ortaya koymuştur.
Batılı sömürgeciler, lejyonerler, askerler, Araplar, mücahitler, hırsızlar, orospular, ağlayıcı kadınlar, hainler, ölüler... Yüzleri boyalı, maskeli, takma saçlı, takma burunlu... Genetnin tiyatrosunun temelini oluşturan kılık değiştirme, kendini maskeleme, gerçeğin yerine suretini geçirme, 1961 tarihli son oyunu Paravanların da temel taşlarıdır. Savaşta geçen bir maskeli balo diyebiliriz Paravanlar için. Bu savaş, Genetnin bize tuttuğu aynadan yansıyan savaşın suretidir. Bu aynada, hayatını ve eserini belirleyen kavramların; kötülüğün, ihanetin ve en çok da ölümün suretini gösterir bize. Paravanlar, onun ölüme ve ölülere yaklaşım tarzının bir ifadesidir. Hatta oyun metninde yer alan açıklamalarında oyunun bir mezarlıkta sahnelenmesi gerektiğini söyler. Fakat burada kasvetten, yastan, ölümün ağırlığından eser yoktur, yaşamdan ölüme, kahkahalar eşliğinde, ortada mesele yapılacak bir şey olmadığı söylenerek geçilir. Paravanlar ölüme ve ölülere adanmış eğlenceli bir şenlik, bir maskeli balodur.İlk kez 1961de Berlinde sahnelenen Paravanlar, 1966da Pariste Roger Blin yönetiminde sahnelendiğinde, muhafazakâr kesim şiddetli bir tepki göstermiş, oyunun yasaklanması ve tiyatroya ödeneğin kesilmesi yönünde Millet Meclisine önergeler verilmiştir. Paravanların bunca tartışmaya yol açmasının sebebi, Fransanın Cezayir konusundaki hassasiyetine dokunmuş olmasıdır. Gerçi oyunda bir kez bile Cezayirin sözü edilmez. Görünür dünyayı, insanların yaptıklarını fazlasıyla birebir yansıtan bir tiyat... tümünü göster