Postmodernlik ve Hoşnutsuzlukları

Bizde felsefe yapmak hep uçuk ve soyut şeylerden söz etmek anlamına gelmiştir. Bu kitap ise bu anlayışı, önyargıyı silecek cinsten. Zygmunt Bauman burada pratiğin felsefesini yapıyor. Postmodern dünyada kesin olan tek şeyin belirsizlik olduğunu ve olumsallık değirmeninin bütün paradigmaları her an yeniden kurduğunu gözlemliyor. Budan dolayı da, hiç kimsenin avangartlık iddiasında bulunamayacağını; çünkü olumsallık değirmeninin içinde öğütülmekten kaçışın mümkün olmadığını söylüyor.Bauman Postmodernlik ve Hoşnutsuzluklarında bizi yabancılar, türedilerin, parlayanların, turistlerin, ayakların,köktencilerin, vb. nin dünyasına sokuyor. Söz konusu kesimlerin neden toplumun vazgeçilmez üyeleri olduğunu görüyoruz. Yerlilerin türedilere ne kadar muhtaç olduğunu, onlar olmadan kendilerinin de yersiz kaldığını fark ediyoruz. Yerli den fazla yerlici kesilen yabancılar ın ruh halini anlamaya çalışıyoruz. O çok yücelttiğimiz kültür e bir de tüketici kooperatifi olarak bakıyoruz. Aydınlanmanın çelişkilerine tanık oluyoruz. Toplumu eğitmek isteyen avangart aydınlatmacıların, işlevleri sona erip işsiz kalınca nasıl deliye döndüğünü, yığınlara saldırdığını görüyoruz. Öte yandan modern çağın başındaki eğitim devriminin izini sürerek Foucault nun Cinselliğin Tarihini gözden geçiriyoruz.Postmodern pratiğin felsefesi olarak nitelendirebileceğimiz bu çalışmanın kendi özgün temelleride var: Özgürlük, daha fazla özgürlük; farklılık, daha fazla farklılık; ve bir de (bunların sürekliliğinin sağlanması için) dayanışma, daha fazla dayanışma. Belirsizlik ve farlıklıkların egemen olduğu postmodern dünyada sorumluluk ile özgürlüğü bir madalyonun iki yüzü olarak gören Bauman son sözü de özgürlüğe veriyor.

Bizde felsefe yapmak hep uçuk ve soyut şeylerden söz etmek anlamına gelmiştir. Bu kitap ise bu anlayışı, önyargıyı silecek cinsten. Zygmunt Bauman burada pratiğin felsefesini yapıyor. Postmodern dünyada kesin olan tek şeyin belirsizlik olduğunu ve olumsallık değirmeninin bütün paradigmaları her an yeniden kurduğunu gözlemliyor. Budan dolayı da, hiç kimsenin avangartlık iddiasında bulunamayacağını; çünkü olumsallık değirmeninin içinde öğütülmekten kaçışın mümkün olmadığını söylüyor.Bauman Postmodernlik ve Hoşnutsuzluklarında bizi yabancılar, türedilerin, parlayanların, turistlerin, ayakların,köktencilerin, vb. nin dünyasına sokuyor. Söz konusu kesimlerin neden toplumun vazgeçilmez üyeleri olduğunu görüyoruz. Yerlilerin türedilere ne kadar muhtaç olduğunu, onlar olmadan kendilerinin de yersiz kaldığını fark ediyoruz. Yerli den fazla yerlici kesilen yabancılar ın ruh halini anlamaya çalışıyoruz. O çok yücelttiğimiz kültür e bir de tüketici kooperatifi olarak bakıyoruz. Aydınlanmanın çelişkilerine tanık oluyoruz. Toplumu eğitmek isteyen avangart aydınlatmacıların, işlevleri sona erip işsiz kalınca nasıl deliye döndüğünü, yığınlara saldırdığını görüyoruz. Öte yandan modern çağın başındaki eğitim devriminin izini sürerek Foucault nun Cinselliğin Tarihini gözden geçiriyoruz.Postmodern pratiğin felsefesi olarak nitelendirebileceğimiz bu çalışmanın kendi özgün temelleride var: Özgürlük, daha fazla özgürlük; farklılık, daha fazla farklılık; ve bir de (bunların sürekliliğinin sağlanması... tümünü göster


Değerlendirmeler

değerlendirme
Filtrelere göre değerlendirme bulunamadı

Baskı Bilgileri



ISBN
975-539-300-5

Etiketler: sosyoloji

Benzer Kitaplar

Şu An Okuyanlar

Şu anda kimse okumuyor.

Okumuşlar

birkulp muhammedgider bakifani aden isyan
4 kişi

Okumak İsteyenler

dendenn
1 kişi

Takas Verenler

Takas veren bulunamadı.
Puan : hepsi | 1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10
Değerlendirme Zamanı: en yeni | en eski