Ahmet Rasim, ağızlık çeşitlerinden fes modellerine kadar kıyafet ve aksesuarlarıyla; tiryakileri, oruç bozanlarıyla; iftar sofralarını, gece eğlencelerini, sohbet ortamlarını, güldüren üslubu ve tüm detaylarıyla anlatarak eski ramazanları bize yeniden yaşatıyor. Bizi dönemin eski sokaklarında tekrar dolaştırarak, kendine özgü nitelikler ve özellikler barındıran, herkesin damağında farklı bir tat bırakan eski ramazanlardan bugüne ne kaldığını bir kez daha sorgulamamızı sağlıyor ve şöyle diyor:Bir millet kendi mazisini bütün olayları, ananeleri, onu ayıran bütün küçük farkları, şekilleri, hatıraları, hududu, hatta haritaları, bir nevi sinema demek olan tarihî içtimai, felsefi, iktisadi panoramaları ile bilmedikçe istikbali göremez.
Ahmet Rasim, ağızlık çeşitlerinden fes modellerine kadar kıyafet ve aksesuarlarıyla; tiryakileri, oruç bozanlarıyla; iftar sofralarını, gece eğlencelerini, sohbet ortamlarını, güldüren üslubu ve tüm detaylarıyla anlatarak eski ramazanları bize yeniden yaşatıyor. Bizi dönemin eski sokaklarında tekrar dolaştırarak, kendine özgü nitelikler ve özellikler barındıran, herkesin damağında farklı bir tat bırakan eski ramazanlardan bugüne ne kaldığını bir kez daha sorgulamamızı sağlıyor ve şöyle diyor:Bir millet kendi mazisini bütün olayları, ananeleri, onu ayıran bütün küçük farkları, şekilleri, hatıraları, hududu, hatta haritaları, bir nevi sinema demek olan tarihî içtimai, felsefi, iktisadi panoramaları ile bilmedikçe istikbali göremez.
Ramazana dair anektodlar güzeldi. Fakat daha fazlasını beklememden ötürü zannediyorum, fazlaca siyasi bilgi, ve döneme dair politik bilgi içeriyor diye düşünüyorum. Beklediğimden farklı bir okuma oldu. Diyeceğim o ki; tarih kitapları okumayı sevenler sever.
244 sayfa