Kadınlarla erkekler arasındaki savaşları, ezilen cins olarak kadınların sorunlarını temel alan kitaplarıyla tanınan Fay Weldon bu kitabıyla bir tür ateşkes yaparken yine kadınları anlatıyor. Ve o bilinen sivri dili ve hiciv dolu üslubuyla farklı kuşaklardan kadınların dünyalarını ve çatışmalarını anlatırken yine Anglo-Sakson toplumuna en sert eleştirileri yöneltmekten elbette geri kalmıyor. Biri İngilterede Londrada, diğeri ABDde Rhode Islandda yaşamakta olan iki kadının, ama esas olarak da 34 yaşında bir film editörü olan Sophiadan çok 83 yaşındaki büyükannesi Felicitynin etrafında gelişen olaylarla aile, aşk, seks, yaşlılık ve ölüm üzerine çeşitli aykırı düşünceler sergileyen Fay Weldon okuru yine başka bir dünyaya götürüyor. Londrada yaşamakta olan Sophia ne kadar normal, ne kadar sıradan bir kadın olsa da, Rhode Islanddaki büyükannesi Felicity hiç de sizin büyükannenize benzeyen bir kadın değildir. Üç kez evlenen ve sonuçta kendisine kalan mirasla hayli zengin olan Felicity bu dünyada biricik akrabası olarak bildiği torunu Sophiadan daha çok yaşama bağlıdır. Connecticutta oturduğu evi satarak bir yaşlılar evine yerleşmesi daha renkli, daha hareketli bir yaşam arayışından başka bir şey değildir. 83 yaşından sonra aşık olacak kadar cesur ve geleceğe umutla bakan Felicitynin sadece torununa değil herkese söyleyeceği lafı vardır...
Kadınlarla erkekler arasındaki savaşları, ezilen cins olarak kadınların sorunlarını temel alan kitaplarıyla tanınan Fay Weldon bu kitabıyla bir tür ateşkes yaparken yine kadınları anlatıyor. Ve o bilinen sivri dili ve hiciv dolu üslubuyla farklı kuşaklardan kadınların dünyalarını ve çatışmalarını anlatırken yine Anglo-Sakson toplumuna en sert eleştirileri yöneltmekten elbette geri kalmıyor. Biri İngilterede Londrada, diğeri ABDde Rhode Islandda yaşamakta olan iki kadının, ama esas olarak da 34 yaşında bir film editörü olan Sophiadan çok 83 yaşındaki büyükannesi Felicitynin etrafında gelişen olaylarla aile, aşk, seks, yaşlılık ve ölüm üzerine çeşitli aykırı düşünceler sergileyen Fay Weldon okuru yine başka bir dünyaya götürüyor. Londrada yaşamakta olan Sophia ne kadar normal, ne kadar sıradan bir kadın olsa da, Rhode Islanddaki büyükannesi Felicity hiç de sizin büyükannenize benzeyen bir kadın değildir. Üç kez evlenen ve sonuçta kendisine kalan mirasla hayli zengin olan Felicity bu dünyada biricik akrabası olarak bildiği torunu Sophiadan daha çok yaşama bağlıdır. Connecticutta oturduğu evi satarak bir yaşlılar evine yerleşmesi daha renkli, daha hareketli bir yaşam arayışından başka bir şey değildir. 83 yaşından sonra aşık olacak kadar cesur ve geleceğe umutla bakan Felicitynin sadece torununa değil herkese söyleyeceği lafı vardır...