Fransız Devrimi'nin 19. yüzyıldaki işlevi ne ise rus Devrimi'nin de 20. yüzyıldaki işlevi odur. Her ikisi de dünyaya siyasal bir gelişme modeli ve evrensellik savında bir ideoloji sundular. Fransız Devrimi yurttaşların temsiline dayalı belli bir türü ortaya çıkarırken, Rus Devrimi çalışan kitlelerin özgün bir örgütlenme biçiminin -işçi, köylü ve asker sovyetleri- doğmasına yol açtı. Hem kendi aralarında, hem de herhangi bir tarihsel modelle en ufak -bilinçli- bağlantı kurmadan ortaya çıkan Rus sovyetlerini karakterize eden en temel şey işçi, köylü ve askerlerin kendi kendilerini yönetmeleri... İktidarı devletleştirmenin değil toplumsallaştırarak dağıtmanın aracı olan sovyetler ile ilk kez sadece yıkmaya değil, aynı zamanda kurmaya da yetenekli bir örgütlenme modeli ortaya çıktı. Hiyerarşi ve merkeziyetçiliği reddeden, profesyonel bürokrasisi olmayan, seçmenlerin temsilcilerini istedikleri an değiştirebildikleri bir demokrasi modeli... Böylece "devrim" kavramı da yeni bir içeriğe yöneldi: Başkalarının halkın adına örgütlenerek devleti ve onu yönetmek istemesinden, halkın bilfiil kendisinin örgütlenip kendi kendini yöneterek devleti dağıtmasına doğru... Sovyetlerin doğuşunu, gelişmesini ve yok oluşunu bütün ayrıntıları ile anlatan Anweiler'in en büyük özelliklerinden biri de "sovyet" kavramı ile "Bolşevizm" kavramı arasında kurulan çağrışımı yıkmasıdır. Bu kitapta, karşı konulmayacak bir biçimde "sovyetlerin başlangıçta bağımsız oldukları" ancak gelişimlerinin belli bir evresinde Bolşevikler tarafından devrime kitle desteği sağlamak için "taktik olarak" desteklendikleri anlatılıyor. Oskar Anweiler'in "Rusya'da Sovyetler" ve "Maurice Brinton"un "Bolşevikler ve İşçi Denetimi" isimli çalışmalarıyla "sovyetler"e ilişkin önemli bir boşluğu doldurduğumuzu düşünüyoruz
Fransız Devrimi'nin 19. yüzyıldaki işlevi ne ise rus Devrimi'nin de 20. yüzyıldaki işlevi odur. Her ikisi de dünyaya siyasal bir gelişme modeli ve evrensellik savında bir ideoloji sundular. Fransız Devrimi yurttaşların temsiline dayalı belli bir türü ortaya çıkarırken, Rus Devrimi çalışan kitlelerin özgün bir örgütlenme biçiminin -işçi, köylü ve asker sovyetleri- doğmasına yol açtı. Hem kendi aralarında, hem de herhangi bir tarihsel modelle en ufak -bilinçli- bağlantı kurmadan ortaya çıkan Rus sovyetlerini karakterize eden en temel şey işçi, köylü ve askerlerin kendi kendilerini yönetmeleri... İktidarı devletleştirmenin değil toplumsallaştırarak dağıtmanın aracı olan sovyetler ile ilk kez sadece yıkmaya değil, aynı zamanda kurmaya da yetenekli bir örgütlenme modeli ortaya çıktı. Hiyerarşi ve merkeziyetçiliği reddeden, profesyonel bürokrasisi olmayan, seçmenlerin temsilcilerini istedikleri an değiştirebildikleri bir demokrasi modeli... Böylece "devrim" kavramı da yeni bir içeriğe yöneldi: Başkalarının halkın adına örgütlenerek devleti ve onu yönetmek istemesinden, halkın bilfiil kendisinin örgütlenip kendi kendini yöneterek devleti dağıtmasına doğru... Sovyetlerin doğuşunu, gelişmesini ve yok oluşunu bütün ayrıntıları ile anlatan Anweiler'in en büyük özelliklerinden biri de "sovyet" kavramı ile "Bolşevizm" kavramı arasında kurulan çağrışımı yıkmasıdır. Bu kitapta, karşı konulmayacak bir biçimde "sovyetlerin başlangıçta bağımsız... tümünü göster
359 sayfa
1990 tarihinde, Ayrıntı Yayınları tarafından yayınlandı