Patience adlı bir kadın. İradesini ve aşkını imtihana tutacak bir arzu. Olağanüstü güzelliğiyle tanınan Patience Emmalina Dare evlenme çağına girdiği andan itibaren hayranlarını peşinde sürüklüyordu. Sayısız talibi olmasına karşın ne gönlünü çelen, ne de arzularını ateşleyen biri çıkar karşısına. Ta ki gizemli bir adam ona güçlü bir ihtiyacın varlığını hissettirinceye kadar. Ona duyduğu arzu mu daha ağır basacak yoksa bağımsız bir hayat kurma isteği mi? Peki ya kendi içinde daha önce varlığından bile habersiz olduğu bir parçayı keşfettiğinde? Gayrimeşru doğumuyla ilgili öğrendiği gerçekler Matthew Morgan Hawkmore'un toplumdaki yerini sarsmaya başlayınca, Langley Kontunun esmer güzeli kardeşi yeniden dirilip intikam alma isteğiyle dolar. Eskiden sevdiğine inandığı kadın tarafından ihanete uğrayıp terk edildiği için bir daha asla aşkın tuzağına düşmemeye yeminlidir. Ne var ki yalnızca onun giderebileceği bir ihtiyacı kararlılığı ve özgüveniyle maskeleyen Patience'a karşı koyamaz.
Patience adlı bir kadın. İradesini ve aşkını imtihana tutacak bir arzu. Olağanüstü güzelliğiyle tanınan Patience Emmalina Dare evlenme çağına girdiği andan itibaren hayranlarını peşinde sürüklüyordu. Sayısız talibi olmasına karşın ne gönlünü çelen, ne de arzularını ateşleyen biri çıkar karşısına. Ta ki gizemli bir adam ona güçlü bir ihtiyacın varlığını hissettirinceye kadar. Ona duyduğu arzu mu daha ağır basacak yoksa bağımsız bir hayat kurma isteği mi? Peki ya kendi içinde daha önce varlığından bile habersiz olduğu bir parçayı keşfettiğinde? Gayrimeşru doğumuyla ilgili öğrendiği gerçekler Matthew Morgan Hawkmore'un toplumdaki yerini sarsmaya başlayınca, Langley Kontunun esmer güzeli kardeşi yeniden dirilip intikam alma isteğiyle dolar. Eskiden sevdiğine inandığı kadın tarafından ihanete uğrayıp terk edildiği için bir daha asla aşkın tuzağına düşmemeye yeminlidir. Ne var ki yalnızca onun giderebileceği bir ihtiyacı kararlılığı ve özgüveniyle maskeleyen Patience'a karşı koyamaz.
İlk kitap gibi bunu da beğendim.Diğer tarihi aşk kitaplarından daha farklıydı. BDSM ve historical'ın birleştirildiği bir hikayeydi.Akıcıydı ve sıkılmadan okudum.Herkesin seveceği bir kitap değil o yüzden de tavsiye konusunda bir şey demiyorum.Umarım yazar serinin son kitabını yayınlar ve bizde okuma fırsatı buluruz :)
Lisa Valdez tek kelime ile ortalığı kasıp kavuruyor..Yine güzel ve dokunaklı bir aşk ve erotizm ile çok güzel bir şekİlde harmanlanmış..Kitabı elinize aldığınız da resmen hapsoluyorsunuz elinizden bırakamıyorsunuz..Aşkın farklı bir boyutu da olsa çok güzel canlandırılmış idi..
Patience Emmalina Dare'nin evlenme zamanı gelmiştir. Güzel olduğundan peşinde bir çok kişi olsa da o hala istediği birini bulamamıştır. On beş yaşındayken müzik öğretmenine aşık olmuş ve karşılık alamamıştır. Bunun acısını yaşamış ve yeni toparlanmıştır. Aşkı, müziği ve mükemmellik arayışıdır. Romantik aşk ona göre değildir ama ablasının evinde Matthew ile karşılaşınca işler değişir. Aralarında kuvvetli ve kaçınılmaz bir çekim vardır. Matthew'i hiçbir erkeği istemediği kadar çok ister ve fazla karşı koyamaz.
Matthew Morgan Hawkmore gayrimeşrudur. Hayatı boyunca dürüst, nazik, namuslu, iyi bir insan olmaya çalışmıştır. Okulda derslerinde başarılı olmuş, mezun olduktan sonra servet kazanmıştır. En yüksek sosyal çevreye girmiştir. Güzel, asil, sadık ve koşulsuz bir aşk aramış bunu bulduğunu sanmıştır. Gerçek babası bir bahçıvandır. İlk kitapta gazetede yayınlanmış ve herkes bu sayede öğrenmişti. Gerçekleri öğrendikten sonra Matthew'in hayatı alt üst olmuştur üstelik nişanlısı da kendisini terk edince aşka kapılarını kapatmıştır. Aşkın kendisini idare etmesine izin vermiştir ve bir daha buna izin vermemeye kararlıdır. Zor günlerin de karşısına çıkan abisinin karısının kardeşi olan Patience ile aralarında oluşan çekim her şeyi değiştirir. Daha nişanlıyken Patience'i görür görmez istemiştir. İlk öpücükten sonra üç ay geçer ve bu süreçte Matthew Patience'i aklından çıkaramamıştır. Önce direnmek istemiştir fakat zamanla direnci kırılmıştır. Geceleri uyumadan önce son düşüncesi Patience, sabahları uyandığınsa ilk düşüncesi yine odur. Rüyaları ve hayalleri onunla doludur. Eski nişanlısı artık umurunda değildir. Artık onun için önemli olan tek kadın, kendisine ait olan Patience'dir. Patience onun için yaratılmıştır, hiçbir kadını onu istediği kadar istememiştir ve istediği tek kadındır. Patience'nin peşindeki hiçbir talibi ona sahip olamazdı. Patience'de Matthew'i düşünmeden tek bir gün bile geçirmemiştir ne kadar karşı koyabilir ki?
Birde Matthew'in eski nişanlısının babası sürekli onun hakkında konuşup, iftira atmış, işlerini baltalamıştır. Maddi durumunun kötüleşmesini sağlamıştır. Matthew'de onu alaşağı etmeye kararlıdır. Onun mahvını görüp zafer kazanmak ister ve dışlandığı toplumda eski yerini almaya kararlıdır.
İlk kitap kadar duygu yüklü değildi ayrıca Matthew'in ilk kitapta ki halinden eser yok. Bu kitapta bambaşka, hükmeden bir Matthew vardı.
https://illekitap.blogspot.com/2020/05/lisa-valdez-sabr-passion-quartet-2.html
Lisa Valdez'in Passion Quartet Serisinin ikinci ve son kitabı Sabır'da okundu ve yorumuyla karşınızdayım.
Tutku kitabını bu ay okumuştum araya başka kitaplar sokmuş olsam da Sabır devamlı gözüme çarpıyor beni oku diye bağırıyordu ve dayanamadım elime attım Köle Serisi'nin bitirir bitirmez... Keşke Tutku'dan sonra okusaydım diye düşündüm okurken çünkü, bence, ondan çok daha güzel ve çok daha iyiydi.
Her şey bir yana biz Christian Grey hayranları olarak bu kitapta Grey'in atası olabileceğini düşündüm bir adam vardır. Matthew Morgan Hawkmore... kesinlikle Grey'in kökenleri bu adamdan geliyor... öyle düşünmeme engel olamadım, gerisini siz düşünün ;)
Kitabın konusundan bahsetmeyeceğim çünkü arka kapak yazısından daha fazlası spoiler olur diye düşünüyorum. Bu yüzden o kısmı es geçip direk yorumuma giriyorum.
Öncelikle Matthew'un gayri meşru olduğunu ve bunun doğuracağı sonuçları az çok ilk kitap Tutku fark etmiştim. Çünkü Mark ne kadar bunu engellemeye çalışsa da bir şekilde duyumuştu ve bu durumun bir takım olumsuzluklar doğuracağının farkındaydım ama nişanlısının babası tarafından böylesine düşman olarak belirleneceğini düşünmemiştim. Resmen eski kayınpederi, Lord Benchley pisliğin teki çıktı ve kendi pisliklerini örtmek için ve hırsı için Matthew'u yok etmeyi planladı... tabi başarılı olup olmadığı kitabın içinde saklı... böyle söyleyince gizemli gelmedi çünkü biliyoruz ki başarılı olamayacaktı genelde kitaplarda olamazlar da... ama bunun Matthew'a nasıl dönüşleri olacağı işte asıl gizem bu.. o da kitapta saklı ;)
Matthew ilk olarak Patience'ı ilk kitapta görmüş ve etkilenmişti bunu okumuştuk. Ancak bu etkilenmenin basit bir şey olmadığını bu kitapta görüyoruz. Çünkü aralarındaki çekim, kıvılcım ve farkındalık öylesine güçlü ki... okur bile ateşin arasında kalıyor resmen.
Matthew'un kendini bilir halleri, ne istediğini bilmesi ve hedefe kitli hareket etmesi çok güzeldi. Kitaplarda böylesine güçlü karakterleri okumayı severim. Ne istediğini bilen ve ona göre hareket eden... Patience konusunda da böyle bir hareket sergilemesi ve duygularını inkar etmeden kabul eden bir adam olması çok iyiyd. Genelde bir inkar sonra kabulleniş gelir ya bunda o yoktu bu yüzden daha çok sevdim.
Patience ise... ablasından daha farklıydı. Tutkuları olan bir kadın olmasının yanında her şeyin farkında olan ve korkusuzca Matthew'a adım atması çok iyiydi. Kartları açıktı ama onun kartlarının açıklığını bir tek Matthew görebiliyordu... yani görebilene açıktı...
Matthew ve Patience arasında yaşanan tutku anlarını kitaba bırakıyorum ama onun haricindeki kısımlar çok tatlıydı. Matthew'un Patience ile ilgilenmesi, onun için çırpınması çok güzeldi. Özellikle en son Angel Malikanesi'nde çello ile ilgili konuşmaları... nasıl da sevdiğinin yaralarını görüp onları sarmak istiyor...
Zaten Matthew'un sevdiği kadın için her şeyden vazgeçer halleri hayran olunasıydı. Özellikle onun için elmas tokaları saklaması... ya da o sevmiyor diye Angel Malikanesi ile ilgili aldığı kararlar ve diğer bütün kararlar çok tatlıydı. İşte seven adam! dedirtti.
Ama tabi sadece Matthew yapıyor gibi görünmesin... Patience'ın bütün dedikoducu markizler ve tayfalarına Matthew'u savunması da takdire şayandı...
Tam birbirlerini bulmuşlardı :D
Mark ve Passion'u burada da okumak çok güzeldi. Keşke daha fazla okuyabilseydik dedim. Aslında sanırım en büyük keşkem yazar Primrose'un hikayesini de yazsaydı olurdu. İçimden bir ses ona da yakışacak adam Matthew'un dostu Roark Fitz Roy olurdu :D En azından Matty Hala gözüne Fitz Roy'u kestirmişti ve kadın gözüne kestirdiğini çift yapmayı beceriyor. :)
Neyse... ben bu kitabı ilkine nazaran daha çok sevdim ve okumak çok hoşuma gitti. Ki dediğim gibi Grey'n atalarına rastladığımı düşündürten çok fazla detay vardı. Historical romanslarda pek görmediğimiz bir şey bu...
Sizlere de tavsiye ederim ama belirtmek isterim ki kitap +18 sahneleri fazlasıyla var bunu bilerek okuyun lütfen...
420 sayfa
Temmuz2010 tarihinde, Koridor tarafından yayınlandı