İnsan Bu Kitapta Anlatılanların Yaşanmış Olduğuna İnanmak İstemiyor...
Hayatını kaybeden yüz binlerce insan... Ülkelerini terk etmek zorunda kalan 2 milyondan fazla kişi… Kadınlara ve çocuklara uygulanan sistematik tecavüzler, işkenceler ve akıl almayan vahşilikte cinayetler...
Saklı Gül, utancın diğer adı olan Bosna Savaşı'nın 20. yılında, savaş ve etnik temizlik sözcüklerinin ne anlama geldiğini anlatan tüyler ürpertici ve gerçek bir hikâye.
Savaşın 20. yılında, kalbinin bir parçası savaşın ve hüznün simgesi Bosna'da kalanlara...
Saklı Gül, Bosna'da yaşanan savaştan kaçmak için İspanya'ya göç eden Zehra'nın gerçek olaylara dayanan hikâyesi. Şiddet gördüğü korkunç zamanları ve sevdiklerini ondan ayıran zalimliği arkada bırakan Zehra, yeni bir hayat arayışındadır. Sıkıntıların üzerinden gelebilme gücü ırkçılığa, nefrete ve kaderin oyunlarına kafa tutmasına yetmeyen Zehra daha güçlü limanlara sığınır: Kız kardeşi, hayatını kurtaran bir İspanyol ve yeni bir aşk. Saklı Gül aşk ve arkadaşlık ile savaşın ve göç etmenin acı gerçeği üzerine herkesin duyması gereken bir hikâye.
Hayatı öğrenmek, yaşam mücadelesi vermek ve aşka, tutkuya yeni bir şans vermenin önemi üzerine acı ve umut dolu bir roman...
İnsan Bu Kitapta Anlatılanların Yaşanmış Olduğuna İnanmak İstemiyor...
Hayatını kaybeden yüz binlerce insan... Ülkelerini terk etmek zorunda kalan 2 milyondan fazla kişi… Kadınlara ve çocuklara uygulanan sistematik tecavüzler, işkenceler ve akıl almayan vahşilikte cinayetler...
Saklı Gül, utancın diğer adı olan Bosna Savaşı'nın 20. yılında, savaş ve etnik temizlik sözcüklerinin ne anlama geldiğini anlatan tüyler ürpertici ve gerçek bir hikâye.
Savaşın 20. yılında, kalbinin bir parçası savaşın ve hüznün simgesi Bosna'da kalanlara...
Saklı Gül, Bosna'da yaşanan savaştan kaçmak için İspanya'ya göç eden Zehra'nın gerçek olaylara dayanan hikâyesi. Şiddet gördüğü korkunç zamanları ve sevdiklerini ondan ayıran zalimliği arkada bırakan Zehra, yeni bir hayat arayışındadır. Sıkıntıların üzerinden gelebilme gücü ırkçılığa, nefrete ve kaderin oyunlarına kafa tutmasına yetmeyen Zehra daha güçlü limanlara sığınır: Kız kardeşi, hayatını kurtaran bir İspanyol ve yeni bir aşk. Saklı Gül aşk ve arkadaşlık ile savaşın ve göç etmenin acı gerçeği üzerine herkesin duyması gereken bir hikâye.
Hayatı öğrenmek, yaşam mücadelesi vermek ve aşka, tutkuya yeni bir şans vermenin önemi üzerine acı ve umut dolu bir roman...
SAVAŞ... Sadece tek kelime ama hissettirdikleri, yaşattıkları... O kadar ağır ki... Okurken bunları hissetmişken, bir de üstüne bunları gerçekten yaşamak...
1992 yılında Sırpların Bosna yaptıkları Müslüman soykırımıdır bu kitabın konusu. Özeti bu. İçeriğine gelince aklınıza gelecek her türlü faciayı düşünebilirsiniz. Tecavüzler ( kadın, erkek, çocuk ayırmadan ), kelle kopartmalar, kurşunu dizmeler ve çoğu zaman ölmek için dua eden Müslüman Boşnaklar.
Zehra yaşadığı onca korkunç felaketten sonra karnında tecavüzcüsünün bebeği ile İspanya ya kaçmayı başarmış nadir azınlıktan biriydi. Ailesini ise yanında götürme imkanı olmamıştı.
Yıllar sonra onunla iletişime geçmeyi başaran ablasına sordu " senin için ne yapabilirim, seni ordan nasıl kurtarabilim" İşte beni en çok etkileyen kısımlardan biri ablasının bu soruya verdiği cevaptı;
" Benim için... Yaşamak. Yaşayabilirsin. Her gününü, her saatini, her anını büyük bir tutkuyla yaşayabilirsin. Yaşa, gül, ağla, eğer istersen tabi ama yaşadığın için mutluluktan olsun. Sokağa çık ve haykır. Bir terasa otur ve kahve iç. Çarşıya git bir kilo portakal al. Bisiklete bin ve güçten düşene kadar sür; sonra bir banka otur ve dinlen. Tiyatroya git ya da kütüphaneye. Bir film seyret. Nehirde yıkan ve güneşlen... Beni anlıyor musun kardeşim? Ne dilersen onu yap ama mutlaka yap. Sanki yarın olmayacakmış gibi. "
" Buradan hiçkimse çıkamaz. Kimse buradan çıkamaz, ne de buraya girebilir. Burası bir hapishane gibi. Bir tuzak. Bir kuşatma, kardeşim. Bu dünya üzerinde derin bir çukur burası. Karanlık ve çok derin bir çukur. Aşağı düşeceğini bildiği için hiç kimsenin girmek istemediği bir yer. En iyisi bizim burada gömülü olduğumuzu unut"
1950 li yıllarda Boşnaklara yapılan zulümler nedeniyle ülkesini terk etmek zorunda kalan bir ailenin kızı olduğum için bu kitap beni belki olması gerekenden de fazla etkilemiştir, bilemiyorum... ama şiddetle okumanızı tavsiye ederim.
Okumak için geç kaldığım bir kitap. Avrupa'nın ortasında yaşanan vahşet bu kadar net ve dolaştırılmadan anlatılır.
kitabı tarif edecek cümleler bulmakta zorlanıyorum.okurken yok artık insan bu kadar acıyı kaybı ölümü kaldıramaz diye düşünmekten kendimi alamadım.kıscası okuyun bosna da yaşanan insanlık dışı dramı okadar güzel anlatmışki.okuduktan sonra kısa süredeetkisinden kurtulmanız mümkün değil
tam bir hayal kırıklığı!! Bosna acılarını öğrenmek amacıyla para harcadığım kitap Zehra'nın ahlaksızlığına ağırlık verip öylece son buldu!! Bir de bunu haklı bir sonmuş gibi sunmuş yazar!! Zehra'nın hiç ama hiç hak etmediği şansı!!!
Bazen kıtaptada olsa aşk ların sonunu tahmın edemeyız . Bu kitapta onu ogrendım. Savaşlar arasında muhteşem aşkın hüsranla bitişine cok uzulmustum ama sona yaklastı elınızden dusuremeyeceksınız
421 sayfa