Yirminci yüzyılın önemli Rus yazarlarından Andrey Platonov’un dokuz öykü ve iki denemesini içeren bu derlemeyi, Günay Çetao Kızılırmak’ın güzel çevirisiyle okurlarımıza sunmaktan mutluluk duyuyoruz.
"Sonbaharın son demlerinde ihtiyar her zamanki gibi ötede duran keman kutusunun üzerine bir serçenin konduğunu gördü. Müzisyen, küçük kuşun henüz uyumamış, üstelik şu akşam vakti geçim derdine düşmüş olmasına şaştı. Gerçi sırf gündüz çalışarak karın doyurmak zordu artık: Tüm ağaçlar kış uykusuna çekilmiş, haşereler ölmüş, şehir toprağı çıplak ve aç kalakalmıştı çünkü atlar nadiren geçiyor ve kapıcılar peşlerinden derhal temizliyordu bıraktıkları gübreyi. Sahiden de bir serçe güzün yahut bir kış günü nasıl doyurmalıydı karnını?
"Serçe kutunun ötesini berisini bir güzel teftiş etti ve işine yarayacak hiçbir şey bulamadı. O zaman ayacıklarıyla bozuklukları kıpırdattı, gagasıyla en küçük bronz kapiği aldı ve kim bilir nereye uçtu. Demek ki boşuna gelmemişti – ne olursa olsun bir şey almış sayılırdı! Varsın yaşasın, didinsin, onun da bir şekilde geçinmesi gerek."
(Tanıtım Bülteninden)
Yirminci yüzyılın önemli Rus yazarlarından Andrey Platonov’un dokuz öykü ve iki denemesini içeren bu derlemeyi, Günay Çetao Kızılırmak’ın güzel çevirisiyle okurlarımıza sunmaktan mutluluk duyuyoruz.
"Sonbaharın son demlerinde ihtiyar her zamanki gibi ötede duran keman kutusunun üzerine bir serçenin konduğunu gördü. Müzisyen, küçük kuşun henüz uyumamış, üstelik şu akşam vakti geçim derdine düşmüş olmasına şaştı. Gerçi sırf gündüz çalışarak karın doyurmak zordu artık: Tüm ağaçlar kış uykusuna çekilmiş, haşereler ölmüş, şehir toprağı çıplak ve aç kalakalmıştı çünkü atlar nadiren geçiyor ve kapıcılar peşlerinden derhal temizliyordu bıraktıkları gübreyi. Sahiden de bir serçe güzün yahut bir kış günü nasıl doyurmalıydı karnını?
"Serçe kutunun ötesini berisini bir güzel teftiş etti ve işine yarayacak hiçbir şey bulamadı. O zaman ayacıklarıyla bozuklukları kıpırdattı, gagasıyla en küçük bronz kapiği aldı ve kim bilir nereye uçtu. Demek ki boşuna gelmemişti – ne olursa olsun bir şey almış sayılırdı! Varsın yaşasın, didinsin, onun da bir şekilde geçinmesi gerek."
(Tanıtım Bülteninden)
Metis Yayınları tarafından yayınlandı