Şamanizm bir “Din”mi, yoksa bazılarının iddia ettiği gibi Avrasya coğrafyası halklarının günümüzde de sürdürdüğü eski zamanlardan aktarılarak gelen kültürel bir ritüel mi?
Yunan başta olmak üzere dünyanın halkları geçmişindeki “çoktanrılı” mitolojik zamanları bir kültürel miras olarak sahiplenip, o mitolojinin yeniden üretimini yapıp dünyaya kendini yeniden anlatırken, neden biz özellikle ısrarla “Türkler hiçbir zaman çoktanrılı” olmadı diyerek mitolojimizi, atalarımızın dinini utanılacak bir olguymuş gibi saklamaya çalışırız.
Tektanrılı dinler “insan” ve “insan merkezli” bir dünya sunuyor. Dünyanın neredeyse 40 bin yıllık dini Şamanizm ise bütün insanlık kültürünün içine girmiş, tektanrılı dinlerde de birer motif, bir kalıt olarak çeşitli biçimlerde varlığını sürdürüyor. Doğayla bir olmayı, onun sesini duymayı, dinlemeyi öğütleyen, bütün canlıları ve cansızları “can” sayan bu çoktanrılı laik din nasıl bir inanç sistemi öneriyor.
Mustafa Kemal Atatürk’ün Şamanizme yaklaşımı nasıldı, onun için neler demişti?
Belki de Şamanizmin bütün felsefesini şu sözlerle özetlemek mümkündür: bir orman için kötü ve zararlı olan bizler için de kötü ve zararlıdır.
Şamanizm bir “Din”mi, yoksa bazılarının iddia ettiği gibi Avrasya coğrafyası halklarının günümüzde de sürdürdüğü eski zamanlardan aktarılarak gelen kültürel bir ritüel mi?
Yunan başta olmak üzere dünyanın halkları geçmişindeki “çoktanrılı” mitolojik zamanları bir kültürel miras olarak sahiplenip, o mitolojinin yeniden üretimini yapıp dünyaya kendini yeniden anlatırken, neden biz özellikle ısrarla “Türkler hiçbir zaman çoktanrılı” olmadı diyerek mitolojimizi, atalarımızın dinini utanılacak bir olguymuş gibi saklamaya çalışırız.
Tektanrılı dinler “insan” ve “insan merkezli” bir dünya sunuyor. Dünyanın neredeyse 40 bin yıllık dini Şamanizm ise bütün insanlık kültürünün içine girmiş, tektanrılı dinlerde de birer motif, bir kalıt olarak çeşitli biçimlerde varlığını sürdürüyor. Doğayla bir olmayı, onun sesini duymayı, dinlemeyi öğütleyen, bütün canlıları ve cansızları “can” sayan bu çoktanrılı laik din nasıl bir inanç sistemi öneriyor.
Mustafa Kemal Atatürk’ün Şamanizme yaklaşımı nasıldı, onun için neler demişti?
Belki de Şamanizmin bütün felsefesini şu sözlerle özetlemek mümkündür: bir orman için kötü ve zararlı olan bizler için de kötü ve zararlıdır.
Bol tekrar, yine tekrar, tekrar tekrar, konu başlığından saparak tekrar, konu başlığından sapmadan tekrar, kapanmış konuyu alakasız yerde tekrar açarak tekrar....
Konuşma diliyle/tavrıyla yazılmış. Bilgi verme amacından illaki tekrar tekrar kanıtlama ihtiyacına sapıyor, sanki birileri ailesi Şamanizm inancından gelen yazarın sürekli damarına basıyor gibi. Sanki her bir bölüm başka başka günlerde başka başka yayın mecraları için yazılmış gibi, önceki verdiği bilgileri biz hiç okumamışız gibi tekrar, gene tekrar, gene de tekrar.
Hep tekrar dediğimin farkındayım ama bir okusanız hak vereceksiniz: Kitabın belki yarısı tekrardan oluşuyor neredeyse.
Bunun dışında Sibiryalı, Hakas Türkü olan yazarın Türkiye Türkçesine hakimiyeti çok iyi, küçük bazı hatalar olabilir.
Kam sözcünün Türk Dİl Kurumu internet sitesindeki anlamını verirken o sayfadaki sayacı yanlış yorumlamış yazar, tüm sözcüklerin sözlükte birkaç yüz milyonluk sorgulanma sayısını sanki sadece kam sözcüğüne aitmiş gibi anlamış. (Sanırım bunu editörü de atlamış olmalı ki uyarıp düzeltme yapmamış.)
Sonuçta Şamanizm hakkında hemen hemen hiçbir şey bilmezken bir çok şey öğrendim ama bunu daha kısa ve daha bilimsel tavırlı bir kitaptan okumayı tercih ederdim.
Karton Cilt, 1. baskı, 280 sayfa
Eylül2017 tarihinde, Asi Kitap tarafından yayınlandı