Siz mesela, aileniz, çocuklarınız, sonra karınız... Hiç düşündünüz mü, karınızın içinde daha kaç kadın var acaba?... Annenizin tarihinde sizden başka kaç adamın hikayesi yazılı?.. Sonra anneanneniz, halalarınız, teyzeleriniz... Cürümünüz nedir onların nezdinde?.. Aile kadınlarının hikayesinde neredesiniz?.. Bilmem farkında mısınız, kadınlar acayip kalabalıktırlar. Öyle kenarda köşede, kendi hallerinde göründüklerine aldanmayın, sandığınızdan çok daha kalabalık yaşarlar ve aslında şu koca tarihi gizli gizli onlar yazarlar. Biz tarih diye erkeklerin yazdığı anlı şanlı masalları okuruz, o başka... İster inanın ister inanmayın, henüz hiç bilmediğiniz daha çok hikâyeniz var. Ellerinde düzmece şecerelerle kimse kasım kasım kasılmasın boş yere! Değil mi ki kayıp masalların şehrindeyiz!.. Bu büyülü şehrin altında daha kaç şehir var doktor!.. Kaç büyü, kaç sır, kaç masal?.. O masalların içine saklı ne yalanlar var!.. Ne gerçekler!.. Bilseniz!..Dostluk Hüznü Paylaşmaktır ve Yağmurun Yedi Yüzünün yazarı Süheyla Acar, Şapkasız Yalanlarda bir İstanbul ailesinin beş kuşak kadınlarının öyküsü üzerinden okurlarını yüz yıllık sosyal tarihin içinde dolaştırıyor. 1908 yılında Haydarpaşa Garının inşa edildiği günlerden başlayarak ve kadınların yüz yılın içindeki ayak izlerini takip ederek yaşam biçimlerinin, şehrin, dilin, mekânların ve aşkların değişen yüzüne bakıyor. Bu yüz yıla yayılan ve Ermeni sürgününden İttihat Terakkiye, 6-7 Eylül olaylarından Kanlı Pazara, 70li yıllardaki fabrika direnişlerinden Güneydoğudaki savaşa dek uzanan siyasal tarih ise roman öyküsünün arka planını oluşturuyor. Masallarla yalanların birbirine dolandığı ve Haydarpaşa Garının yüz yıllık kapısının dile gelip anlattığı öyküler, içimizde bir kez daha, yalnızca toplumsal tarihte değil kişisel tarihlerimizde de bilmediklerimizin bildiklerimizden daha çok olduğu kuşkusu uyandırıyor. Tıpkı roman kahramanlarından Gülümün büyük bir hayal kırıklığı ve isyanla dile getirdiği gibi: Bize yalan söylemişler!.. Ne çok... Ne çok yalan varmış meğer!..
Siz mesela, aileniz, çocuklarınız, sonra karınız... Hiç düşündünüz mü, karınızın içinde daha kaç kadın var acaba?... Annenizin tarihinde sizden başka kaç adamın hikayesi yazılı?.. Sonra anneanneniz, halalarınız, teyzeleriniz... Cürümünüz nedir onların nezdinde?.. Aile kadınlarının hikayesinde neredesiniz?.. Bilmem farkında mısınız, kadınlar acayip kalabalıktırlar. Öyle kenarda köşede, kendi hallerinde göründüklerine aldanmayın, sandığınızdan çok daha kalabalık yaşarlar ve aslında şu koca tarihi gizli gizli onlar yazarlar. Biz tarih diye erkeklerin yazdığı anlı şanlı masalları okuruz, o başka... İster inanın ister inanmayın, henüz hiç bilmediğiniz daha çok hikâyeniz var. Ellerinde düzmece şecerelerle kimse kasım kasım kasılmasın boş yere! Değil mi ki kayıp masalların şehrindeyiz!.. Bu büyülü şehrin altında daha kaç şehir var doktor!.. Kaç büyü, kaç sır, kaç masal?.. O masalların içine saklı ne yalanlar var!.. Ne gerçekler!.. Bilseniz!..Dostluk Hüznü Paylaşmaktır ve Yağmurun Yedi Yüzünün yazarı Süheyla Acar, Şapkasız Yalanlarda bir İstanbul ailesinin beş kuşak kadınlarının öyküsü üzerinden okurlarını yüz yıllık sosyal tarihin içinde dolaştırıyor. 1908 yılında Haydarpaşa Garının inşa edildiği günlerden başlayarak ve kadınların yüz yılın içindeki ayak izlerini takip ederek yaşam biçimlerinin, şehrin, dilin, mekânların ve aşkların değişen yüzüne bakıyor. Bu yüz yıla yayılan ve Ermeni sürgününden İttihat Terakkiye, 6-7 Eylül olaylarından Kanlı Pazara, 70li yıllardaki fabrika direni... tümünü göster
Karton Cilt, 320 sayfa
2008 tarihinde, Agora Kitaplığı tarafından yayınlandı