Lakin ya semerci bizimle kafa bulmuştu ya da taksi şoförü acemiydi. Bir türlü İstanbul Kapısı bulunamadı.Gün battıktan sonra aramaktan vazgeçip otele dönerken, şoförle aramızda hararetli bir muhabbet başladı. Bu arada, Tebrizdeki bütün taksiler gibi bunda da Türkiyeli pop şarkıcılarının kasetleri çalıyordu avaz avaz. Konumuz oldukça derin ve hayatiydi. Sadece İranda değil, dünyanın pek çok ülkesinde, sokaktaki insanın, düzene karşı tavrını belirlemesinde önem taşıyan bir meseleyi konuşuyorduk.Şöyle açılmıştı mevzu:Azatlık mı mühim, emniyet mi?(Arka Kapak)Yolculuk esas ne zaman başlar? Tren düdük çaldığında, şoför kontak çevirdiğinde, iskeleden palamarlar atıldığında, tekerlekler yerden kesildiğinde mi? Çin atasözündeki gibi ilk adımda mı? Ne zaman başlar yolculuklarımız? Hayat zaten, uzun ince bir yoldur, gündüz gece gidilir faslı ayrı bir konu; onu bize sormazlar. Bizimki daha küçük gidişlerle ilgilidir. İnsanı her merhalede bozup, her durakta yeniden düzen gidişlerle. Hani, o eski halkuda Başonun, Yağmurkuşu sesleri / yoğunlaşmaya çağırıyor beni, / Yıldız Burnunun / karanlığına doğru. demesi gibi. Bir çağrıya uyup, öylece alıp başını gidişlerle...(Arka İç Kapak)
Lakin ya semerci bizimle kafa bulmuştu ya da taksi şoförü acemiydi. Bir türlü İstanbul Kapısı bulunamadı.Gün battıktan sonra aramaktan vazgeçip otele dönerken, şoförle aramızda hararetli bir muhabbet başladı. Bu arada, Tebrizdeki bütün taksiler gibi bunda da Türkiyeli pop şarkıcılarının kasetleri çalıyordu avaz avaz. Konumuz oldukça derin ve hayatiydi. Sadece İranda değil, dünyanın pek çok ülkesinde, sokaktaki insanın, düzene karşı tavrını belirlemesinde önem taşıyan bir meseleyi konuşuyorduk.Şöyle açılmıştı mevzu:Azatlık mı mühim, emniyet mi?(Arka Kapak)Yolculuk esas ne zaman başlar? Tren düdük çaldığında, şoför kontak çevirdiğinde, iskeleden palamarlar atıldığında, tekerlekler yerden kesildiğinde mi? Çin atasözündeki gibi ilk adımda mı? Ne zaman başlar yolculuklarımız? Hayat zaten, uzun ince bir yoldur, gündüz gece gidilir faslı ayrı bir konu; onu bize sormazlar. Bizimki daha küçük gidişlerle ilgilidir. İnsanı her merhalede bozup, her durakta yeniden düzen gidişlerle. Hani, o eski halkuda Başonun, Yağmurkuşu sesleri / yoğunlaşmaya çağırıyor beni, / Yıldız Burnunun / karanlığına doğru. demesi gibi. Bir çağrıya uyup, öylece alıp başını gidişlerle...(Arka İç Kapak)