Lunanın savaşa karşı tek silahı kendisiydi, 0 kalbindeki sevgi ve olağanüstü sesiyle... 1939 yılı Varşovasında, Leh aslı Yahudi bir ailenin 14 yaşındaki kızı Lunanın hayattaki tutkusu şarkı söylemek ve müziktir. Savaşın acımasızlığında, tüm umutların tükendiği noktada, müzik ve artık hayatta olmayanlar adına, içinde büyüttüğü yaşama arzusu sayesinde Varşova gettosundaki isyana katılan Luna, kalbindeki sevgi ve olağanüstü sesi sayesinde, önüne çıkan tüm kapıları açabilecek midir?
Lunanın savaşa karşı tek silahı kendisiydi, 0 kalbindeki sevgi ve olağanüstü sesiyle... 1939 yılı Varşovasında, Leh aslı Yahudi bir ailenin 14 yaşındaki kızı Lunanın hayattaki tutkusu şarkı söylemek ve müziktir. Savaşın acımasızlığında, tüm umutların tükendiği noktada, müzik ve artık hayatta olmayanlar adına, içinde büyüttüğü yaşama arzusu sayesinde Varşova gettosundaki isyana katılan Luna, kalbindeki sevgi ve olağanüstü sesi sayesinde, önüne çıkan tüm kapıları açabilecek midir?
Kitabı D&R'daki yaz indiriminden beş liraya almıştım. Klasik bir savaş öyküsü okuyacağımı sanıyordum, çocuk romanı olduğu için daha da basit olacağını düşünmüştüm. Ancak Şarkı Söyle Luna beklenenin ötesinde bir kitaptı. Bir çocuk kitabı mı? Bence bu da kuşku götürür...
Kitabı okurken hem ağladım, hem isyan ettim. Son zamanlarda sabahlara dek kitap okuma zevkini yaşayamıyordum, bu kitap sayesinde tekrar yaşamış oldum.
Çok güzeldi.
260 sayfa