Stefan Zweig, çok geniş bir psikoloji birikimini eserlerinde bütünüyle kullanmış ender yazarlardandır. Onun dünya edebiyatında bir biyografi yazarı olarak kazandığı haklı ünün temelinde de bu özelliği, yani yazarlığının yanı sıra çok usta bir psikolog olması yatar.
Satranç, Zweig’ın psikolojik birikimini bütünüyle devreye soktuğu bir öyküdür ve bu öykünün baş kişileri, tamamen yazarın biyografilerinde ele aldığı kişileri işleyiş biçimiyle sergilenmiştir.
Zweig ölümünden hemen önce tamamladığı birkaç düzyazı metinden biri olan Satranç’ı kaleme aldığı sırada, karısı Lotte Zweig ile birlikte göç ettiği Brezilya’da yaşamaktaydı. Satranç’ta da, olay yeri olarak New York’dan Buenos Aires’e gitmekte olan bir yolcu gemisini seçmiştir. Bu gemide tamamen rastlantı sonucu karşılaşan üç kişi: yeni dünya satranç şampiyonu Mirko Czentovic, sıradan bir satranç oyuncusu olan anlatıcı ve bir zamanlar çok usta bir satranç oyuncusu olan, ama hayli zamandır satrançtan uzak kalmış bulunan Dr. B., öykünün aktörleridir.
Stefan Zweig, çok geniş bir psikoloji birikimini eserlerinde bütünüyle kullanmış ender yazarlardandır. Onun dünya edebiyatında bir biyografi yazarı olarak kazandığı haklı ünün temelinde de bu özelliği, yani yazarlığının yanı sıra çok usta bir psikolog olması yatar.
Satranç, Zweig’ın psikolojik birikimini bütünüyle devreye soktuğu bir öyküdür ve bu öykünün baş kişileri, tamamen yazarın biyografilerinde ele aldığı kişileri işleyiş biçimiyle sergilenmiştir.
Zweig ölümünden hemen önce tamamladığı birkaç düzyazı metinden biri olan Satranç’ı kaleme aldığı sırada, karısı Lotte Zweig ile birlikte göç ettiği Brezilya’da yaşamaktaydı. Satranç’ta da, olay yeri olarak New York’dan Buenos Aires’e gitmekte olan bir yolcu gemisini seçmiştir. Bu gemide tamamen rastlantı sonucu karşılaşan üç kişi: yeni dünya satranç şampiyonu Mirko Czentovic, sıradan bir satranç oyuncusu olan anlatıcı ve bir zamanlar çok usta bir satranç oyuncusu olan, ama hayli zamandır satrançtan uzak kalmış bulunan Dr. B., öykünün aktörleridir.
Zweig, sonucunu öğrenemeden öleceği 2. Dünya Savaşının satranç tahtasına izdüşümünü almış kitabında. Yalnız, kitabın en önemli özelliği içeriği değil, 1942'de Zweig'ın karısıyla beraber intihar etmeden önce yazdığı son kitap olmasıdır.
Çok, çok güzel. Göğüs kafesinizde bir daralma oluyor okurken, işte o an insansınız.
tek solukta okunan bir eser, hayatta karşıt kişiliklerin oyununu zihinler önüne seriyor...
Satrancı seven bir insan olarakta okurken satranc oynama hevesi sardı beni :) çok iyi bir kurgu sade ve akıcı anlatım, tabi anlatmak istediğide güzel..
Çok zekice kurgulanmış, güzel kitap. Şimdi başlayın, başından ayrılamayın ve 1-2 saat içinde bitirin derim.
Gestapo'nun gazabından nasibini almış Dr. B' nin maruz kaldığı işkenceler arasında hayata tutunmasını sağlayan bir kitapla hayatı değişir. Bağımlılık ve delilik boyutlarına ulaşan satranç aşkının ( satranç zehirlenmesi) konu edildiği muhteşem bir öykü. Güzel ve doyurucu bir anlatımla hoş bir vakit geçirmek isteyenler için farklı ve enteresan bir konuya sahip.
http://hayaletkitaplar.blogspot.com/2013/04/satranc-stefan-zweig.html
Kısa bir kitap olması sebebiyle de bir günde bitebilecek leziz bir anlatımla okura sunulmuş başyapıt olduğunu düşünüyorum.Herkese öneririm.
çok severek eğlenerek okuduğum bir kitaptı herkese tavsiye ederim
77 sayfa
24Nisan2018 tarihinde, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları tarafından yayınlandı