Jan Valjean, yoksul bir köylüdür, ailesini doyurmak amacıyla çaldığı -yalnızca- bir somun ekmekten dolayı kürek cezasına çarptırılmış, defalarca kaçma teşebbüsünde bulunduğundan cezası katlanmış ve on dokuz senelik hapisten sonra topluma öfke ve kin duyarak tahliye olmuştur. Sefil bir halde geldiği kasabada gördüğü iyilik hayatının dönüm noktası olur.
Hayata ahlak ve fazilet sahibi iyiliksever bir insan olarak yeniden başlayan Valjean, Fransa'nın kuzeyinde geçmişini gizleyerek iş kurmuş, zenginleşmiş ve herkesin sevgisini kazanıp kasabanın belediye başkanı bile olmuştur. Valjean'dan şüphelenen detektif Javert, araştırmaya koyulur ve Jan Valjean için kâbuslu bitmek tükenmek bilmeyen takip günleri başlar. Oysa isim benzerliğinden, bir başkası Jan Valjean'ın yerine tutuklanmış, mesele kapanmıştır. Ne var ki Valjean'ın vicdanı buna müsaade etmez teslim olur ve yeniden küreğe gönderilir.
Aradan bir kaç yıl geçtikten sonra bir kez daha kaçmayı başaran Valjean, teslim olmadan önce sakladığı namusuyla kazanılmış paralarını alır, Fantin'nin kızı Cosette'i bulur ve bir manastırda bahçıvan olarak çalışmaya başlar. Fakat hayatı ona zehir eden takip burada da peşini bırakmayacaktır.
Jan Valjean, yoksul bir köylüdür, ailesini doyurmak amacıyla çaldığı -yalnızca- bir somun ekmekten dolayı kürek cezasına çarptırılmış, defalarca kaçma teşebbüsünde bulunduğundan cezası katlanmış ve on dokuz senelik hapisten sonra topluma öfke ve kin duyarak tahliye olmuştur. Sefil bir halde geldiği kasabada gördüğü iyilik hayatının dönüm noktası olur.
Hayata ahlak ve fazilet sahibi iyiliksever bir insan olarak yeniden başlayan Valjean, Fransa'nın kuzeyinde geçmişini gizleyerek iş kurmuş, zenginleşmiş ve herkesin sevgisini kazanıp kasabanın belediye başkanı bile olmuştur. Valjean'dan şüphelenen detektif Javert, araştırmaya koyulur ve Jan Valjean için kâbuslu bitmek tükenmek bilmeyen takip günleri başlar. Oysa isim benzerliğinden, bir başkası Jan Valjean'ın yerine tutuklanmış, mesele kapanmıştır. Ne var ki Valjean'ın vicdanı buna müsaade etmez teslim olur ve yeniden küreğe gönderilir.
Aradan bir kaç yıl geçtikten sonra bir kez daha kaçmayı başaran Valjean, teslim olmadan önce sakladığı namusuyla kazanılmış paralarını alır, Fantin'nin kızı Cosette'i bulur ve bir manastırda bahçıvan olarak çalışmaya başlar. Fakat hayatı ona zehir eden takip burada da peşini bırakmayacaktır.
Victor Hugo'nun üslubu görülmeli bence, Sefiller bunun doruğa ulaştığı eser. Şöyle bir örnek vereyim: bordo siyah beş ciltlik versiyonu okudum. Yanlış hatırlamıyorsam 3.ciltte yazar elli sayfa boyunca Fransa'nın kanalizasyonlarını anlatıyor ve hiç sıkılmadım. Böyle bir durum başka bir yazarla kat'i surette mümkün değil. Hani ölmeden önce okunması gereken kitap listeleri dolaşır durur ya işte bu kitap o değişen listelerin daimi üyesi olmalı
Kitap hakkındaki sayısız olumlu yorum arasında ''Victor Hugo-Sefiller'i okumadan kitap okudum diyemeyiz.'' yorumunu görünce derhal sipariş verdim. III. cildi tamamlamak üzereyken ben de
kendi adıma şimdiye kadar kitap okumamışım diyebiliyorum.
ÇARPICI
Kelimenin tam anlamıyla böyle, bir klasiğin insanın etkilemesi beklenen bir sonuç olsada hiç beklemediğim bir anlatım tarzı ve içerikle karşılaştığımı belirtmeliyim. İlk etapta yabancıladığım anlatım tarzı sonrasında beni sarıp sarmalarken, kimi zaman karşılıklı muhabbet, kimi zamansa öğreten bir havaya sokup hem şaşırtıp hemde aldığım hazzı katladı. İçeriğe gelirsek spoiler vermemek adına olaylardan bahsetmeyeceğim lakin bir çoğumuzun hayatında arkadaşlarıyla muhabbetini yaptığı etik, ananeler ve kanunlar üzerine harika diyalog ve anlatımlarla dolu olduğunu bu bakımdanda okuyucuya kültürel kazanımlar sunarken psikolojik değerlendirmeleriyle de ayrı bir değer kategorisine girdiği kanısındayım. Sonuç olarak bu yaşa kadar ertelediğim için kendime epey kızdığımı söyleyebilirim
okuduğum en güzel kitaplardan biriydi ikinci cildi de merakla okuyacağım.
Karton Cilt, 319 sayfa
2003 tarihinde, İtalik tarafından yayınlandı