Geçmişini yeterince algılayıp değerlendiremeyen toplumların geleceğe ilişkin açılımları da olamaz. Geçmişin kültür birikimini özümsemeden günümüzün anlaşılması olanaksızdır. Çağdaş yazarlarımızın yapıtlarını hakkıyla değerlendirebilmek, geçmişte yaratılan yapıtların tanınıp özümsenmesine bağlıdır. Kuşaklar arasındaki bağın sağlıklı bir biçimde kurulması, kültür ve edebiyatın geleceğe taşınabilmesi için geçmiş ve şimdi arasında kopukluk olmaması gerekir. Türk dilindeki gelişim ve değişim, yüz yıl önce yazılan yapıtların genç kuşaklar tarafından anlaşılmasını olanaksızlaştırmıştır.
Geçmişini yeterince algılayıp değerlendiremeyen toplumların geleceğe ilişkin açılımları da olamaz. Geçmişin kültür birikimini özümsemeden günümüzün anlaşılması olanaksızdır. Çağdaş yazarlarımızın yapıtlarını hakkıyla değerlendirebilmek, geçmişte yaratılan yapıtların tanınıp özümsenmesine bağlıdır. Kuşaklar arasındaki bağın sağlıklı bir biçimde kurulması, kültür ve edebiyatın geleceğe taşınabilmesi için geçmiş ve şimdi arasında kopukluk olmaması gerekir. Türk dilindeki gelişim ve değişim, yüz yıl önce yazılan yapıtların genç kuşaklar tarafından anlaşılmasını olanaksızlaştırmıştır.
Ahmet Rasim 1912 - 1913 yıllarında yayınladığı 'Şehir Mektupları' isimli eserinde yaşadığı şehir olan İstanbul'u, günlük hayatını, anılarını çok hoş ve okuması keyifli bir dille kaleme almış. 100 Temel Eser arasında bulunan 'Şehir Mektupları' ve bunun gibi bir çok değerli edebiyatçımızın eserlerine daha çok kıymet verip, okumamız gerektiğini düşünüyorum ve tavsiye ediyorum. Böyle güzel eserleri yorumlayacak kelimeleri bulamıyorum. O yüzden Say Yayınlarının ön sözün de yer alan Nurullah Ataç'ın kitap hakkında yorumunu sizlerle paylaşmak istiyorum.
"Öz Türkçe mi istiyorsunuz? Öz Türk neş'esi ve zarafeti mi istiyorsunuz? Kıvrak, zeki,hisli, titrek, candan bir üslûp mu istiyorsunuz? O Osmanlıca devrinde o yüksek burjuvazi veya saray devrinde halk dili mi istiyorsunuz? Şehir Mektupları'nın her bir parçası bunları veriyor...
Son dönem Osmanlı gazeteciliğinde köşe yazarlığı hakkında detaylı bilgi alabileceğiniz, yer yer sıkılacak olsanız da döneme ilginiz varsa ve Ahmet Rasim'in kalemini sevdiyseniz (ki ben sevdim, nüktedan bir adam) yarıda bırakmayacağınız bir kitap.