Bu çalışma, 550 yıl üzerinde yaşadıkları toprakları; Pılımızı pırtımızı, çulumuzu, çaputumuzu, tasımızı tarağımızı topladık, yarın yola çıkıyoruz. Kedimizi, köpeğimizi, çiftimizi çubuğumuzu, bağımızı bahçemizi, evimizi barkımızı, mezarlardaki ölülerimizi ve şehitlerimizi buralarda bırakıp gidiyoruz. Aklımız ve gönlümüz hep buralarda kalacak. diyerek apansız terk eden insanların hikayesidir.Bu çalışma, günlerce süren zorlu kara yolculuğunun Selanike, Kavalaya, Kandiyeye glene, buralarda da -limanlarda- günlerce bekleyen insanların, sonra da ya Gülcemal, ya Akdeniz, ya Reşit Paşa, ya Kızılırmak, ya Şam, ya Giresun, ya Ümit, ya da Gülnihal, ya Dumlupınar vapuruyla, Selanikten Tekfurdağı, İstanbul ve Mudanyaya; Kavaladan İstanbul, Zonguldak, Sinop, Samsun, Ordu, Giresun, İzmit, Tekfurdağı, Gelibolu, Bandırma ve Burhaniyeye; Girit ve Kandiyeden Mersin, Silifke, Marmaris, Bodrum, Gökabad, Göllük, Ayvalık, Çanakkale ve Erdeke giden ve yine oralarda da günlerce limanlarda bekleyerek çile çeken insanların öyküsüdür.
Bu çalışma, 550 yıl üzerinde yaşadıkları toprakları; Pılımızı pırtımızı, çulumuzu, çaputumuzu, tasımızı tarağımızı topladık, yarın yola çıkıyoruz. Kedimizi, köpeğimizi, çiftimizi çubuğumuzu, bağımızı bahçemizi, evimizi barkımızı, mezarlardaki ölülerimizi ve şehitlerimizi buralarda bırakıp gidiyoruz. Aklımız ve gönlümüz hep buralarda kalacak. diyerek apansız terk eden insanların hikayesidir.Bu çalışma, günlerce süren zorlu kara yolculuğunun Selanike, Kavalaya, Kandiyeye glene, buralarda da -limanlarda- günlerce bekleyen insanların, sonra da ya Gülcemal, ya Akdeniz, ya Reşit Paşa, ya Kızılırmak, ya Şam, ya Giresun, ya Ümit, ya da Gülnihal, ya Dumlupınar vapuruyla, Selanikten Tekfurdağı, İstanbul ve Mudanyaya; Kavaladan İstanbul, Zonguldak, Sinop, Samsun, Ordu, Giresun, İzmit, Tekfurdağı, Gelibolu, Bandırma ve Burhaniyeye; Girit ve Kandiyeden Mersin, Silifke, Marmaris, Bodrum, Gökabad, Göllük, Ayvalık, Çanakkale ve Erdeke giden ve yine oralarda da günlerce limanlarda bekleyerek çile çeken insanların öyküsüdür.