"Vampir Akademisi" ve "Kanbağı" serilerinin uluslararası bir numara çoksatar yazarı rıchelle mead bu kez çin kültüründen doğan nefes kesici bir efsane anlatıyor.
"Son derece orijinal bir hikâye. Her parçası Fei'in güzelim krizantemleri gibi zarifçe işlenmiş. Sessizler, sadece bir ustanın ellerinden çıkabilecek nitelikte bir aşkı ve hayatı resmediyor. RichelleMead'in kusursuz anlatımı kimseyi şaşırtmamalı. Ancak bu hikâye kesinlikle herkesi şaşırtacak."
-Margaret Stohl, Icons'ın yazarı ve uluslararası çoksatar Beautiful Creatures romanlarının ortak yazarı-
"Titizlikle kurgulanmış hikâyesi, büyüleyici Doğu sihri ve zengin bir hayal gücünün ürünü olan dünyasıyla heyecan verici bir roman."
-Alison Goodman, Eon ve Eona'nın New York Times çoksatar yazarı-
"Vampir Akademisi" ve "Kanbağı" serilerinin uluslararası bir numara çoksatar yazarı rıchelle mead bu kez çin kültüründen doğan nefes kesici bir efsane anlatıyor.
"Son derece orijinal bir hikâye. Her parçası Fei'in güzelim krizantemleri gibi zarifçe işlenmiş. Sessizler, sadece bir ustanın ellerinden çıkabilecek nitelikte bir aşkı ve hayatı resmediyor. RichelleMead'in kusursuz anlatımı kimseyi şaşırtmamalı. Ancak bu hikâye kesinlikle herkesi şaşırtacak."
-Margaret Stohl, Icons'ın yazarı ve uluslararası çoksatar Beautiful Creatures romanlarının ortak yazarı-
"Titizlikle kurgulanmış hikâyesi, büyüleyici Doğu sihri ve zengin bir hayal gücünün ürünü olan dünyasıyla heyecan verici bir roman."
-Alison Goodman, Eon ve Eona'nın New York Times çoksatar yazarı-
http://satellitebook.blogspot.com.tr/2016/06/yorum-sessizler-richelle-mead.html
Richelle Mead'i vampir akademisi ile tanımıştım. Daha sonra kanbağı serisine bir kaç arkadaşın tavsiyesi üzerine başlamıştım. Sonuç ise kesinlikle harikaydı. İki seri de birbirinden güzel ve kendine hastı. Sessizler kitabı da beni hayal kırıklığına uğratmadığı için memnunum. Bir kere konu özgün. Olaylar ise son sayfaya kadar ilgi çekiciliğini koruyor.
Sessizler, dağda yaşayan bir halkı anlatıyor. Buradaki insanların hepsi sağır ve çoğu da kör olmak üzere. Peki neden? Bu sorunun cevabını ilk başlarda alamıyoruz. Tahminlerinizi bir kenara bırakın bakalım kitap sizi nerelere götürecek. Aslında her şeyin bir açıklaması var ve öyle mistik şeyler de değil. Gerçi sonu güzel bir efsaneye bağlanmış ama sona kadar olan olayları fantastik diye nitelendirmezdim.
Köyde madenciler ve sanatçılar olmak üzere iki sınıf var. Madenciler, demir çıkaran ve görme duyuları zayıf olanlardan oluşuyor. Madenlerden çıkardıkları metalleri en fazla 30 kg taşıyabilen bir kutu ile dağın aşağısına yolluyorlar. Yanlış anlaşılmasın kendileri dağdan aşağı inemiyorlar çünkü bir çıkış yok. Aşağıdakiler metaller karşılığında halkın sadece hayatta kalabileceği kadar yiyecek yolluyorlar. Yani çok az yolluyorlar. Dağdaki halk, aşağı inmenin imkânsız olduğuna inanmış ayrıca sağırlık ve körlüğün atalarından kalan bir miras olduğunu kabul etmişler. Böylece olan şeyleri bir kabulleniş içinde yaşıyorlar. Sanatçı sınıfı ise resim yapan kişilerden oluşuyor. Bu kişiler zevkine resim çizmiyorlar maalesef. Onlar herkes sağır olduğu için günlük yaşamda olan biteni tuvale döküyorlar ve belli bir saatte bu resimleri köy meydanında herkes görebilsin diye sergiliyorlar.
Yiyeceklerin az olduğu ve her şeyin madende ki metale bağlı olduğu 300 kişi düşünün. Epey gizemli değil mi? Yani ben çok heyecanlandım neden böyle diye diye bir baktım kitabın sonu hemen geldi. Kolay okunabilen ve güzel bir dili olan bu kitap seri değil. Seri olsa nasıl olur diye düşünmüyor değilim ama tadı damağında bırakması ayrıca güzeldi. Fei ana karakterlerden ve o bir sanatçı. Kardeşi ile beraber madencilerden ayrı bir yerde kalıyorlar. Daha güzel bir yaşam tarzı yok. O konuda öyle ayrıcalıklara sahip değiller çünkü köyde herkes yaşam standarttı bakımdan aynı seviyede. Neyse Fei bir gün kalktığında duyabildiği fark ediyor ve ilk başlarda bunu anlamıyor. Çünkü sesin nasıl bir şey olduğunu bilmiyor. Daha sonra ise bundan kimseye bahsetmiyor. Gözlem yapmak için yani günlük yaşamda ne olduğunu tuvale dökebilmek için madenin yakınlarına gidiyor. Ve orada İlk ve belki de son aşkı olan Li Wei’yi görüyor. O bir madenci ama çocukken yani sınıflara ayrılmadan önce sevgililermiş. Ve gelişen birkaç olaydan sonra bu ikili köyü kurtarmak için dağdan aşağı iniyorlar. Uçurumdan iple inip köye inmeleri ve ondan sonra gelişen olaylar beni çok heyecanlandırdı ve merakımı arttırdı. Fei neden bir anda duymaya başladı? Dağdan indilerinde onları neler bekliyor?
Ben çok beğendim. Tek sıkıntı belki biraz daha uzun olabilirdi. Bir de son biraz aceleye gelmiş gibiydi. Bir şey daha var Fei ve Li Wei arasındakileri biraz daha derin olmasını bize öyle yansıtılmasını isterdim. Çünkü ikili arasındaki duyguları çok alamadım. Bunlar dışında gerçekten de çok beğendim.
Richelle Mead'le hala tanışmadıysanız ve serileri de gözünüzü korkutuyorsa yazarın en azından şöyle bir dilini ve tarzını görmeniz için kısalığı ve tek kitap olmasıyla hoş bir şans Sessizler.
Distopya tarzı bir kitap okurken artık son birkaç bölümde fantastik, mitolojik yönü açığa çıkıyor ve belki de kitabın benim için bir türlü kıramadığı durağanlığının sebebi bu.
Özellikle de yazları okumak için, çerezlik tarzı denilen kitaplardan bir tık daha iyi, ilgi çekici denilebilir.
Masalsı bir sonu olan akıcı bir hikaye. Aksiyonu da var hüznüde.... Kendinizi kitabın kahramanının yerine koyuyorsunuz okurken...Duymadan yaşamak nasıl bir his acaba diyorsunuz.....
Karton Cilt, 306 sayfa
2016 tarihinde, Artemis Yayınları tarafından yayınlandı