0 geceler öyleydi. Korku salt dağları değil, kapıları, pencereleri yürekleri de beklerdi. Işıklar karartılır, sesler kısılır, çocuklar yüksek sesle gülmesinler diye azarlanırdı. Parmaklar sürekli iki dudak üstünde, gözler ağızlara götürülen lokmaları saymakta. İnsanlar ölmeden ölmüş gibi yaparlarsa kara kuşun kanadı onlara değmeden geçebilir diye umarlardı. Adalet Ağaoğlu öyküleriyle sessiz yığınların sesi olmayı sürdürüyor...
0 geceler öyleydi. Korku salt dağları değil, kapıları, pencereleri yürekleri de beklerdi. Işıklar karartılır, sesler kısılır, çocuklar yüksek sesle gülmesinler diye azarlanırdı. Parmaklar sürekli iki dudak üstünde, gözler ağızlara götürülen lokmaları saymakta. İnsanlar ölmeden ölmüş gibi yaparlarsa kara kuşun kanadı onlara değmeden geçebilir diye umarlardı. Adalet Ağaoğlu öyküleriyle sessiz yığınların sesi olmayı sürdürüyor...