Julie James’in “Şeytan Tüyü” adlı romanı, heyecan dolu bir suç ve romantizm karışımıyla okuyucularını koltuklarına kilitlemeye hazır. Chicago’da geçen bu hikaye, savcı yardımcısı Cameron Lynde ile Özel Ajan Jack Pallas’ın zorlu işbirliği üzerine kurulu.
Cameron Lynde, bir otel odasında işlenen bir cinayeti araştırmak için görevlendirilirken, karşısına yıllar önce kariyerini mahvetmiş olan Özel Ajan Jack Pallas çıkar. İkili, geçmişteki düşmanlıklarına rağmen birlikte çalışmak zorunda kalır ve bu durum komik, gerilim dolu ve romantik olaylara yol açar.
Julie James’in “Şeytan Tüyü” adlı romanı, heyecan dolu bir suç ve romantizm karışımıyla okuyucularını koltuklarına kilitlemeye hazır. Chicago’da geçen bu hikaye, savcı yardımcısı Cameron Lynde ile Özel Ajan Jack Pallas’ın zorlu işbirliği üzerine kurulu.
Cameron Lynde, bir otel odasında işlenen bir cinayeti araştırmak için görevlendirilirken, karşısına yıllar önce kariyerini mahvetmiş olan Özel Ajan Jack Pallas çıkar. İkili, geçmişteki düşmanlıklarına rağmen birlikte çalışmak zorunda kalır ve bu durum komik, gerilim dolu ve romantik olaylara yol açar.
Kesinlikle şeytan tüyü var bu kitapta.Kendini bir şekilde sevdirerek okuttu.Basit ve yalın anlatımı ile sıkılmadan bir bakmışım sonuna gelmişim. Cinayeti işleyenin bile nedenleriyle kim olduğu önceden belli olması ve ortada öyle bol aksiyonlu bir olay olmamasına rağmen, inanın bana kitap kendini okuttuyor. Hele de dialogları okumak çok keyifliydi.
Sevimli,eğlenceli,komik,şeker tadında bir kitap.Tavsiye ederim.
Kitabın başlarında biraz sıkıldım ancak sonrası çok eğlenceliydi.Hem polisiye hem de aşk ve romantizmin harmanlandığı kitapları seviyorsanız tavsiye ederim.Not: Serinin ikinci kitabını dört gözle bekliyorum :D
Polisiye -Aşk en sevdiğim 😍❤
Kitabın tek sevmediğim yanı katilin kim olduğunu en başından öğrenmiş olmamız, keşke bizde kitabın sonunda öğrenmiş olsaydık. Ama onun dışında kitabı çok beğendim ben romantik komedi tadinda harika bir aşk,polisiye ve macera kitabı, okurken çok eğlendim, bi çırpıda biten inanılmaz eğlenceli bir kitap.
Bu arada umarım devam kitaplarını fazla beklemeyiz, bir an önce okumak istiyorum ben.
“Sizinle tekrar görüşmek güzeldi, Ajan Pallas. Nebraska’daki üç yılın, hıyarlığınızı azaltmadığını gördüğüme sevindim.”
Aslında 8 lik bir kitaptı,ancak ciltli diye 9 veriyorum :) eğlenceli polisiye içinde aşk olan 1 günde bitirilebilecek çerezlik bir kitap.karakterlerin ikisi de baskın ama bu baskınlığa rağmen dengeli bir çift var hikayede...(Kabına bu kadar özenilmiş ama içinde yazım hataları olunca olmuyor.)
Eğlenceli, heyecanlı ve karakterlerine bayıldığım bir kitaptı. Cameron, federal savcı yardımcısı, çok konuşan, acayip tatlı birisi. Yani bana göre öyle ama kitaptaki çoğu kişiye göre sert ve umursamaz birisi. Tabi bu görüntünün altında yatan başka bir Cam var. Jack ise… Onu hangi kelimelerle anlatsam karar veremedim. Ama seksi, çok yakışıklı ve birazcık somurtuk biri olduğunu söyleyebilirim. Ha, korumacıyı söylemeden olmaz. Özellikle söz konusu Cameron olunca korumacılık, yerini ipleri eline almaya bırakıyor..
Birçok yanlış anlamadan dolayı Jack ve Cam birbirinden nefret ediyor. Yani tam anlamıyla öyle adlandıramasak da ilk izlenim sizi bu varsayıma yaklaştırıyor. Ama Kader ağlarını öyle örüyor ki nefret kadar kuvvetli bir diğer duygu ikisini ele geçiriyor. Özellikle birbirine böyle uzak ve düşman iki kişinin aralarında olanları okumak kitabı akıcı yapmış. Olaylar da yakınlaşmaları kadar merak uyandırıcı ve heyecanlıydı. İşin içinde çok fazla gizem yok. Kitabın başında neredeyse her şey (bütün gizem) biz okuyucuya çözülmüş bir biçimde sunuluyor. Ama bana göre bu heyecanımı kaybetmeye yol açmadı. Çünkü ana karakterlerin bunları çözmeye çalışmasını okumak da iyiydi. Tabi katilin kim olduğunu sonunda öğrenip şok olma hissini hiçbir şeye değişmem. Yan karakterlerde değinmeden olmaz çünkü Collins, Amy ve Wilkins komik ve hoşlardı. Özellikle aralarındaki diyalogları okurken gülmekten koptum. Kısacası ben beğendim.
“Onunla hala yatmadın mı?''
Cameron etrafına baktı. ''Biraz yüksek sesle konuş Amy. Fön makineleri yüzünden herkes duyamadı sanırım.''
"Sizinle tekrar görüşmek güzeldi, Ajan Pallas. Nebraska'daki üç yılın, hıyarlığınızı azaltmadığını gördüğüme sevindim."
Kapıyı açtığında, odanın hemen önünde duran bir adama neredeyse çarpıyordu. Adamın üzerinde iyi kesimli gri takım elbise ve kravat vardı. Jack'ten genç görünüyordu ve siyahiydi.
Adam elindeki üç kahve bardağını tehlikeli bir biçimde dengelerken muhteşem bir gülümsemeyle Cameron'a baktı. "Kapıyı açtığınız için sağ olun. Neler kaçırdım?"
"Kapıdan fırlayıp gidiyordum. Az önce de Ajan Pallas'a hıyar dedim."
Allahım, neden son zamanlarda üst üste bu kadar çok kötü kitapla karşılaşıyorum ben? Sylvia Day'in Arzulanan Kadın kitabından beri okuduğum her kitap bende hayal kırıklığı yarattı. Gerçi Arzulanan Kadın'dan sonra bazı kitaplara verdiğim yüksek notlara rağmen eksik olan bir şeyler vardı.
Şimdi gelelim çoğu kişi tarafından beğenilmiş olan bu kitap denen şeye. Hem Goodreads hem de Vikitap kullanıcıları tarafından beğenilen bu kitabı ben hiç beğenmedim. Gelin nedenlerine sırayla bakalım:
1) Kitapta en beğenmediğin şey neydi diye sorsalar kesinlikle kapak derdim. Gördüğüm andan beri hiç beğenmedim. Yani konuyla ne alakası var bu kapağın diye çoğu zaman kendime sordum. İyi haber şu ki sorumun cevabı kitabın içinde vardı. Yine de cık, hiç olmamış. En kötü kapaklar sıralamamda ilk ona girer o derece. Zaten sonraki kapakların da bundan aşağı kalır yanı yok. Okuyan cidden polisiye-romantik kitap mı okuyorum yoksa Harlequin High Life serilerinden birini mi okuyorum diye düşünür.
2) Bekarlığa veda partisi için malikane gibi bir yere gidiyorlardı. İşte kitap o kısımlara kadar berbat, acayip kötü. Akıcılık sıfır. Yazar sürekli flashback atlaması yapıp durmuş. Cameron'un cinayete tanık olmasından sonra savcı olarak geçmişini anlatıyor, sonra hop kızın babasının ölümüne atlıyor. Savcılık-şimdiki zaman-babası-savcılık diye gidip durdu.
3) Bir kadında Cameron adı nedir Allah aşkına? Tamam belki bu isim hem kadın hem erkeğe kullanılıyor olabilir bizdeki Deniz ismi gibi. Ama Cameron Diaz hariç benim gördüğüm Cameronlar erkekti. Kapakta kadın resmi olmasa yeminle gay hikayesi okuyordum derdim.
4) Yan karakterlerden sadece Collin'in bir derece önemli yer kaplaması ki kitabı bana asıl okutan kişidir Collin. Bir de ufacık bir oranda Jack. Geri kalanı at çöpe. Karakterlerin hiçbirinde derinlik yoktu. Yani Collin hariç hepsi bana çok soğuk geldi.
Sonraki kitap daha güzel diyorlar ama yok ben almayım. Ben göreceğimi gördüm.
http://oldgirlsontheblog.blogspot.com.tr/2015/08/julie-james-seytan-tuyu-fbius-attorney.html
Son zamanlarda okuduğum en tatlı kitaplardandı Şeytan Tüyü :) Hem de ne şeytan tüyüymüş beni bir içine çekti pir çekti. Elime aldığım andan beri kopamadım Ajan Pallas ve Savcı Cameron'un hep itişmeli hem çekişmeli hikayesinden Hem düşman olamıyorlar hem dost. E bunlardan olsa olsa iki tutkulu aşık olurdu. :) Heyecanlı, çok tatlı, adamın kıskanç halleri ile ayrı bir sevimli olan süper kitaptı. Kesinlikle günümü güzelleştirdi.
Çok güzel, eğlenceli ve aşk kokan bir kitaptı :)
Kitaptan öyle fazla macera beklemeyin yüzde yirmi aksiyon yüzde seksen aşk desek en doğrusu olur sanırım :)
Cameron Lynde , kendisi savcı yardımcısı , akıllı, cesur ve çok güzel bir kadın, bir gece mecburi konakladığı bir otelde yan odada işlenen bir cinayete tanık oluyor, sonrasında olaylar hızla gelişiyor, soruşturmayı FBI devralıyor zira Cameron hem savcı yardımcısı, hemde tek görgü tanığı,üstelikte cinayetin baş şüphelisi olarak bir senatör gösteriliyor, yani kızın hayatı cidden tehlike altında ...
Olayı devralan ekibin başında Jack Pallas var, kendisi oldukça yakışıklı,gözüpek ve işinde çok iyi,bu arada,kaslı demişmiydim :))
Jack ve Cameron'ın eskiye dayanan bir tanışma hikayesi var, bir dava üzerinde çalışmışlar, Jack'in tam iki yılını ,bir çete içerisinde gizli kimlikle geçirdiği bir olay, ama bazı üst kademedeki satılık vatandaşlar Cameron'a ki o zamanlar kızımız işinde yeni, zorla davayı kapattırınca olan bizim Jack'e oluyor, adam iki yılına mı yansın, vurulduğuna mı, işkence görmesine mi, bu nedenle öfkeli olduğu bir anda üzerine gelen gazeteci ordusuna Cameron hakkında öyle laflar ediyor ki evlere şenlik, kadını yerin dibine sokuyor bu olay basında büyük yankı uyandırıyor bir FBI ajanı, bir savcı yardımcısına ağza alınmayacak sözler ediyor, tabi sonra ne oluyor bizimki boşboğazlığı yüzünden üç yıllığına Nebraska'ya sürülüyor ve bütün bunların tek suçlusu olarak da Cameron'ı görüyor :)
Ve işte kader, onları bu cinayet davasında tekrar bir araya getiriyor, birbirlerine hem kızgınlar,hemde dokunmak için yanıp tutuşuyorlar, ikisinin de istemem yan cebime koy halleri görülmeye değerdi, Jack in ortağı Wilkins karakterini sevdim Cameron'un en iyi arkadaşları Amy ve Collin çok tatlılardı..
Bir sahnede Cameron'n yakası kayan kazağı, altında görünen bir ipek askı ve devamında görünen omuz olayı vardı ki çok eğlenceliydi,
" Bir Omuz..Sadece bir omuz yüzünden kafayı yemek üzereydi Jack" :)
Yazarın kalemi oldukça akıcı,karakterler sevilesi,hikaye çok güzel ve eğlenceli, biraz gerilim ve bol aşk istiyorsanız kitap tam size göre ..
http://gulunkitapligi.blogspot.com.tr/
eğlenceli bir polisiye aşk romanıydı...
bu tarzda kitap az bulunuyor... okumadan geçmeyin ;)
anlatım sade ve akıcıydı...
eğlenceli kısmı da iyiydi ancak yazar duyguları tam hissettiremedi bana...
biraz kolaya kaçmış sanki... bazı bölümler hızlıca geçip gitti...
yine de şu sıcak günlerde özellikle tatil havasında iseniz ve eğlenceli,
keyif veren bir kitap arıyorsanız bu kitap tam size göre :)
Ciltli, 441 sayfa
2016 tarihinde, Ephesus Yayınları tarafından yayınlandı