"Seni geberteceğim, biliyorsun değil mi?"
diye soruyorum parmağımla omzunu ittirerek.
"Ha? Biliyorsun değil mi?"
Ses çıkarmıyor.
Kafasına kalan bütün kuvvetimle bir tokat yapıştırıyorum.
Ses çıkarmıyor.
"Bittin oğlum sen," diyorum.
Öylece oturuyoruz.
Kapalı kadın. Mucit zeka.
Zor aşk. Bilinmeyen aşk. Taammüden ihanet.
Ne biçim türkiye. Ruhu olanlar olmayanlar.
Olaylar olaylar.
Dikkat, çarpar.
(Tanıtım Bülteninden)
"Seni geberteceğim, biliyorsun değil mi?"
diye soruyorum parmağımla omzunu ittirerek.
"Ha? Biliyorsun değil mi?"
Ses çıkarmıyor.
Kafasına kalan bütün kuvvetimle bir tokat yapıştırıyorum.
Ses çıkarmıyor.
"Bittin oğlum sen," diyorum.
Öylece oturuyoruz.
Kapalı kadın. Mucit zeka.
Zor aşk. Bilinmeyen aşk. Taammüden ihanet.
Ne biçim türkiye. Ruhu olanlar olmayanlar.
Olaylar olaylar.
Dikkat, çarpar.
(Tanıtım Bülteninden)
Oysa insan sırf kapaktaki "Cem Akaş" yazısını okuduğunda bile neler neler bekliyor okuyacağı kitaptan. Ne yazık ki beklentilerime teğet bile geçemedi. Dönüp bir daha 7 ya da 19'u okumalı.
208 sayfa
Ekim2016 tarihinde