Ergin Altay çevirisi,
David Mcduff’ın sonsözüyle,
Yazar ve dönem kronolojisiyle,
Kitaba dair görsellerle.
Sivastopol Öyküleri, Tolstoy’un Kırım Harbi’nde gördükleri ve yaşadıklarını hikâyeleştirdiği bir gençlik dönemi eseri. Kırım Harbi’ndeki en önemli noktalardan biri olan Sivastopol’a Tolstoy, genç bir topçu astsubayı olarak gelmiş ve savaş hakkındaki düşüncelerini şekillendiren bu cephede, aynı zamanda yazar olmaya karar vermişti. Sovremennik dergisinde 1855 yılı içinde yayımladığı üç “eskiz”de Tolstoy, savaşın insani boyutunu, maaş ve rütbe hesaplarını, cephenin gerisinde yaşananları ve tüm acıları sade bir dille, modern bir savaş muhabirinin soğukkanlılığıyla tasvir eder. Daha sonra Savaş ve Barış’ta ustalıkla döneceği savaş meydanını tüm çarpıcılığıyla anlatarak Rus halkının, aydınlarının ve çarlığın hayranlığını kazanmış, bir yazar olarak adını ilk kez duyurmuştur.
“Savaşın kaosunda barışın gerçek kaynağına ulaşmıştı; şanlı bir şekilde ayrıldığı meydanda kılıcıyla bilediği kalemi, bundan böyle kullandığı tek silahı olacaktı.”
EDWARD STEINER
Ergin Altay çevirisi,
David Mcduff’ın sonsözüyle,
Yazar ve dönem kronolojisiyle,
Kitaba dair görsellerle.
Sivastopol Öyküleri, Tolstoy’un Kırım Harbi’nde gördükleri ve yaşadıklarını hikâyeleştirdiği bir gençlik dönemi eseri. Kırım Harbi’ndeki en önemli noktalardan biri olan Sivastopol’a Tolstoy, genç bir topçu astsubayı olarak gelmiş ve savaş hakkındaki düşüncelerini şekillendiren bu cephede, aynı zamanda yazar olmaya karar vermişti. Sovremennik dergisinde 1855 yılı içinde yayımladığı üç “eskiz”de Tolstoy, savaşın insani boyutunu, maaş ve rütbe hesaplarını, cephenin gerisinde yaşananları ve tüm acıları sade bir dille, modern bir savaş muhabirinin soğukkanlılığıyla tasvir eder. Daha sonra Savaş ve Barış’ta ustalıkla döneceği savaş meydanını tüm çarpıcılığıyla anlatarak Rus halkının, aydınlarının ve çarlığın hayranlığını kazanmış, bir yazar olarak adını ilk kez duyurmuştur.
“Savaşın kaosunda barışın gerçek kaynağına ulaşmıştı; şanlı bir şekilde ayrıldığı meydanda kılıcıyla bilediği kalemi, bundan böyle kullandığı tek silahı olacaktı.”
EDWARD STEINER
Biraz ağır ilerliyor ama muhteşem betimlemelet var.Kendinizi savaşın içindeymiş gibi hissediyorsunuz
Alıntı:
"Ölmem gerekiyorsa, varlığım gereksizse artık, yap bunu, al canımı Tanrım" diye düşündü. "Hemen yap bunu. Yok eğer cesaret, azim, kararlılık gibi şeyler gerekiyorsa, bunlar bende yok, bana bunları bağışla... bağışla ki taşıyamayacağım utançlardan kurtulayım... ve senin iradeni, isteklerini yerine getirmem için ne yapmam gerektiğini öğret bana"
...
Yüce Tanrım! Bu korkunç ölüm ülkesinde debelenen bütün şu insanlardan, ne edeceğini bilemeyenlerden, ruh fırtınaları içinde başını taştan taşa vuranlardan, acılar içinde kıvrananlardan sana yükselen umutsuz yakarışları bir tek sen duyar, bir tek sen bilirsin. ... Sen kendi çocuklarının yakarışlarını dinlemekten usanmazsın ve onların ruhlarını sabırla, görev bilinciyle, umudun sevinci, hazzı ve avuntusuyla berkitecek bir avutucu melek yollarsın.
Karton Cilt, 217 sayfa
İletişim Yayınları tarafından yayınlandı