Milliyetçi Cephe olayı, 1973 seçimiyle oluşan siyasal üstyapının özellikleriyle ve Türkiye sağının geçirdiği değişimle yakından ilişkilidir. 1973 seçim sonrasının genel görünümü, şöyledir: Sağın büyük partisi AP, bir yandan Demokratik Partiye öte yandan kendi kişiliğine özgü nitelikler de taşıyan MSPye büyük ölçüde oy kaybetmiştir. CHP, en radikal dönemini yaşamaktadır; gelişmektedir, ancak tek başına hükümet olacak gücün uzağındadır. 12 Mart döneminin kalıcı etkileri sonucunda sosyalist sol, Parlamento düzeyinde temsil edilmemektedir.
MCnin temelleri, bu belirsizlik ortamında atılmıştır. Siyasal manevraların eski ustası Demirel, Demokratik Parti milletvekillerini birer birer kendi partisine çekmeye başlamıştır. O günün koşullarında, Türkiyenin sağ güçleri bu oluşumu büyük ölçüde desteklemiştir. 12 Mart tecrübesiyle "akıllanmış" bir Demirel, bu güçlere artık güven verebilmektedir. Demirelin ve "kurulu düzenin" -yabancı dildeki deyimiyle "establishment"in- güvenilir sözcüsü Feyzioğlunun gözetiminde, MSPnin yola getirileceği inancı vardır. MHP ise, bu çevrelerin önemli bölümü tarafından hiç değilse anlayışla değerlendirilmektedir. Düzeni, sol "tehlike" karşısında koruyacak, gereğinde kaba kuvvet yöntemlerini düzen adına harekete geçirebilecek tek gücün MHP olduğuna inanılmakta; sağın büyük bir kesimi bu partiyi ve anlayışını sempatiyle karşılamaktadır. Böylece, bir çeşit "ideal" formül, sağ güçler açısından oluşmaktadır.
İsmail Cem bu kitabında 1975-80 arasındaki siyasi olayları içeren yazılarına yer vermekte ve doğal olarak özellikle de Milliyetçi Cephe hükümetlerini konu edinmektedir.
Milliyetçi Cephe olayı, 1973 seçimiyle oluşan siyasal üstyapının özellikleriyle ve Türkiye sağının geçirdiği değişimle yakından ilişkilidir. 1973 seçim sonrasının genel görünümü, şöyledir: Sağın büyük partisi AP, bir yandan Demokratik Partiye öte yandan kendi kişiliğine özgü nitelikler de taşıyan MSPye büyük ölçüde oy kaybetmiştir. CHP, en radikal dönemini yaşamaktadır; gelişmektedir, ancak tek başına hükümet olacak gücün uzağındadır. 12 Mart döneminin kalıcı etkileri sonucunda sosyalist sol, Parlamento düzeyinde temsil edilmemektedir.
MCnin temelleri, bu belirsizlik ortamında atılmıştır. Siyasal manevraların eski ustası Demirel, Demokratik Parti milletvekillerini birer birer kendi partisine çekmeye başlamıştır. O günün koşullarında, Türkiyenin sağ güçleri bu oluşumu büyük ölçüde desteklemiştir. 12 Mart tecrübesiyle "akıllanmış" bir Demirel, bu güçlere artık güven verebilmektedir. Demirelin ve "kurulu düzenin" -yabancı dildeki deyimiyle "establishment"in- güvenilir sözcüsü Feyzioğlunun gözetiminde, MSPnin yola getirileceği inancı vardır. MHP ise, bu çevrelerin önemli bölümü tarafından hiç değilse anlayışla değerlendirilmektedir. Düzeni, sol "tehlike" karşısında koruyacak, gereğinde kaba kuvvet yöntemlerini düzen adına harekete geçirebilecek tek gücün MHP olduğuna inanılmakta; sağın büyük bir kesimi bu partiyi ve anlayışını sempatiyle karşılamaktadır. Böylece, bir çeşit "ideal" formül, sağ güçler açısından oluşmaktadır.
İsm... tümünü göster
Karton Cilt, 434 sayfa
2011 tarihinde, TÜRKİYE İŞ BANKASI YAYINLARI tarafından yayınlandı