III. Selimin kimi bakımlardan bir modernist olduğunu düşünmek mümkünse de icraatları göstermektedir ki o, gelenekçi ıslahatçılarla modernist ıslahatçılar arasında bir köprüydü. 1789 yılında tahta geçtikten sonra, Yeniçeriler, sipahiler ve humbaracılar olmak üzere mevcut askeri ocakları modernize ve ıslah etmeye koyuldu. Savaş tehdidi daha kapsamlı ve radikal ıslahatları imkânsız kıldı. Savaş bittikten sonra önemli bir değişiklik meydana geldi. Eski ocakları -ya da en azından bu tür ıslahatları kabullenecek olanları- ıslah etme çabalarına devam ederken bir yandan da Yeniçeri ve sipahi ocaklarının zayıflığına ve itaatsizliğine, Nizam-ı Cedid ordusunu kurarak karşılık verdi. III. Selimin sınırlı askeri ıslahatları amaçlarının çok ötesinde sonuçlar verdi. Askeri mülahazalarla yabancı dil ve tekniklerle eğitim alan Osmanlılar, Avrupa literatürünün içine dalarak Avrupa yaşam tarzını ve fikriyatını algılayabildiler. III. Selim, Osmanlı İmparatorluğuna yeni kurumların, uygulamaların ve fikirlerin gelmesini sağladı; eski ıslahat kavramının yerine yenisinin konduğu bir süreç başlattı.Stanford J. Shaw, (5 Mayıs 1930, Minnesota 16 Aralık 2006, Ankara). İngiliz ve Ortadoğu tarihi çalıştığı Stanford Üniversitesinden 1951de mezun oldu; aynı üniversitede 1920-1938 arasında İngiliz İşçi Partisinin Dış Siyaseti hakkındaki yüksek lisans tezini 1952de tamamladı. Daha sonra, Ortadoğu tarihi ve Arapça, Türkçe ve Farsça öğrenimi gördüğü Princeton Üniversitesine geçti. İngilterede Bernard Lewis ve Paul Wittekle birlikte Londra Üniversitesi Doğu ve Afrika Araştırmaları Okulunda çalıştı. Kahire ve El-Ezher Üniversitelerinde çalışmak üzere Mısıra gitti ve bu ülkenin arşivlerinde Osmanlı Mısırı üzerine araştırmalar yaptı. 1956-57 yıllarında İstanbul Üniversitesinde Mısırda başladığı araştırmalarını sürdürdü ve Ömer Lüti Barkan, Mükrimin Halil İnanç, Halil Sahillioğlu ve Zeki Velidi Toganın çalışma arkadaşı oldu. Topkapı Sarayı arşivlerini inceledi; bu arada, Türk tarihçiliğinin büyük adlarından İsmail Hakkı Uzunçarşılıyla çalışma fırsatı buldu. Bu uzun ve zahmetli çalışmanın karşılığı, 1958de Princeton Üniversitesinden Osmanlı Mısırının Maliye ve Yönetim Örgütlenmesi ve Gelişimi (1517-1798) başlıklı teziyle aldığı doktora derecesi oldu.Türk Dili ve Tarihi uzmanı olarak Harvard Üniversitesinde 1958-1968 yılları arasında Yakındoğu Dilleri ve Tarih Bölümlerinde çalıştı; 1999a dek kadar aynı unvanla Los Angeles Üniversitesinde profesörlük yaptı. 1999dan itibaren de Bilkent Üniversitesinde Osmanlı ve Türkiye Tarihi uzmanı olarak bulundu. Shaw, Türkiye ve Osmanlı tarihini konu alan birçok araştırmaya imza attı. Osmanlı İmparatorluğu ve Modern Türkiye (iki cilt) ve Osmanlı Tarihi Çalışmalarım: Bir Düşün Gerçekleşmesi (altı cilt) From Empire to Republic, Ottoman Egypt in the Eighteenth Century: The Nizamname-i Misir of Ahmed Cezzar Pasha, Ottoman Egypt in the Age of the French Revolution, The Budget of Ottoman Egypt, Between Old and New: The Ottoman Empire under Sultan Selim III, 1789-1807 , Studies in Ottoman and Turkish History: A Life with the Ottomans , Jews of the Ottoman Emire and Turkish Republic, Turkey and The Holocaust: Turkeys Role in Rescuing The Turkish and European Jewry from Nazi Persecution (1933-1945) gibi birçok kitap ve sayısız makale yayımladı.
III. Selimin kimi bakımlardan bir modernist olduğunu düşünmek mümkünse de icraatları göstermektedir ki o, gelenekçi ıslahatçılarla modernist ıslahatçılar arasında bir köprüydü. 1789 yılında tahta geçtikten sonra, Yeniçeriler, sipahiler ve humbaracılar olmak üzere mevcut askeri ocakları modernize ve ıslah etmeye koyuldu. Savaş tehdidi daha kapsamlı ve radikal ıslahatları imkânsız kıldı. Savaş bittikten sonra önemli bir değişiklik meydana geldi. Eski ocakları -ya da en azından bu tür ıslahatları kabullenecek olanları- ıslah etme çabalarına devam ederken bir yandan da Yeniçeri ve sipahi ocaklarının zayıflığına ve itaatsizliğine, Nizam-ı Cedid ordusunu kurarak karşılık verdi. III. Selimin sınırlı askeri ıslahatları amaçlarının çok ötesinde sonuçlar verdi. Askeri mülahazalarla yabancı dil ve tekniklerle eğitim alan Osmanlılar, Avrupa literatürünün içine dalarak Avrupa yaşam tarzını ve fikriyatını algılayabildiler. III. Selim, Osmanlı İmparatorluğuna yeni kurumların, uygulamaların ve fikirlerin gelmesini sağladı; eski ıslahat kavramının yerine yenisinin konduğu bir süreç başlattı.Stanford J. Shaw, (5 Mayıs 1930, Minnesota 16 Aralık 2006, Ankara). İngiliz ve Ortadoğu tarihi çalıştığı Stanford Üniversitesinden 1951de mezun oldu; aynı üniversitede 1920-1938 arasında İngiliz İşçi Partisinin Dış Siyaseti hakkındaki yüksek lisans tezini 1952de tamamladı. Daha sonra, Ortadoğu tarihi ve Arapça, Türkçe ve Farsça öğrenimi gördüğü Princeton Üniversitesine geçti. İngilterede Bernard Lewis ve... tümünü göster
Osmanlı tarihinin en çalkantılı dönemini anlatan 560 sayfa, ekler, kaynakça ve dizinden oluşan kitap.
Bu kadar çalkantılı ve tartışmalı bir dönemin 560 sayfaya sığdırılması elbette mümkün değil. Bazı çok önemli gelişmelerin hızlı geçildiğini düşünüyorum. Örneğin Fransız Devrimi'nin Osmanlı üzerindeki etkisi, Fransa'nın Mısır'ı işgali, Nizam-ı Cedit ordusunu oluşturan subay ve erlerin profili, ıslahatlara karşı çıkan muhafazakarların ekonomik-sosyal ilişkileri, Osmanlı'nın yönetici elitinin durumu, halk tabakalarının ıslahatlara tepkileri, isyanlar, vs.
Kitabın anlatım dili son derece soğuk. Olaylar kronolojik sırayla ve hızla anlatılıp geçiliyor. Kitapta ismi zikredilen sayısız sadrazam, vezir, komutan, diplomat ve ayan var. Bunların bir kısmı, kritik bir tarihi olayın içinde -evveliyatından hiç bahsedilmeksizin - anılabiliyor. Bu da okuyucuda ciddi kafa karışıklığına yol açıyor.
Kitap, tablolar, ekler, kısa biyografiler ve resimlerle daha okunur hale getirilebilirdi. Kitabın kurgusu, kronolojik sıraya göre değil, tarihi olgu, olay, hizipler ve fikirlere göre oluşturulsa idi, tarihsel görünüm okuyucu için çok daha anlaşılır hale gelirdi.
Bir de özensizliğe dikkat çekmek isterim: 241. sayfada 43 no'lu dipnotta Uzunçarşılı'ya referans verilerek bir tablo aktarılıyor. Bu tablo, 1756'dan başlayarak 1800'e kadar temel tüketim mallarının fiyat değişimlerini gösteriyor. Özellikle ekonomik araştırmalar yapan okuyucu için hazine değerindeki bu tabloda hiç bir veri yok! Kitabın çevirisi yapılırken unutulmuş! Böylesine bir özensizlik tam bir yayıncılık faciası ve okuyucuyu orijinal eseri araştırıp bulmak zorunda bırakıyor.
Kitabın bir sonraki baskısında düzeltilmesini beklemek de yersiz, çünkü burada da bir Türkiye gerçeği ile karşı karşıya kalıyoruz: Kitabın ikinci baskısı yapılamamış.
Neresinden tutsanız elinizde kalıyor.
625 sayfa